Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/2558 E. 2018/11945 K. 22.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/2558
KARAR NO : 2018/11945
KARAR TARİHİ : 22.11.2018

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; davalı tarafından aleyhine başlatılan icra takibine konu GSM hatlarına ilişkin abonelik sözleşmelerinde imzalarının taklit edilip adına kurumsal hatlar açıldığını, icra takibine konu 7 adet hata ait görüşmelerin kendisi tarafından yapılmadığını, bu konu hakkında savcılığa şikayette bulunduğunu belirterek, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla, davalıya icra takibi nedeniyle borcu olmadığının tespitine ve davalı aleyhine %40 kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; davanın zamanaşımı ve hak düşürücü sürede açılmadığını belirterek, davanın reddine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; sözleşmeler altındaki imzanın davacının temsilcisi sıfatıyla hareket eden davacının eşi … tarafından atıldığından telefon hatlarına ilişkin borçlardan dolayı davacının sorumluluğu bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Somut olayda; davacı, takibe konu olan GSM hatlarına ilişkin abonelik sözleşmelerinin kendisi tarafından imzalanmadığını iddia etmiş, imza incelemesi bakımından dosya … Kurumu Fizik İhtisas Dairesine gönderilmiş, alınan rapor ile İremsu Ticaret adına düzenlenmiş 07.09.2009 tarihli 48 adet hata ait Turkcell kurumsal başvuru formlarındaki imzalar ile davacıya ait mevcut mukayese imzalar arasında tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından aynı elden çıktıklarını gösterir yeterlik ve nitelikte bulgu saptanamadığı belirtilmiş, soruşturma sonucu açılan ceza davasında alınan raporda da, davaya konu sözleşmelerdeki imzaların davacının eşi …’in el ürünü olduğunun kuvvetle muhtemel olduğu tespit edilmiştir.
Dosya içerisinde, davacının eşi …’in, davacının yasal temsilcisi ya da kanuni temsilcisi olduğuna dair delil bulunmamaktadır.
Bu durumda, davacının dava konusu sözleşmeleri imzalamadığı ve eşi tarafından imzalandığının kuvvetle muhtemel olduğu nazara alındığında eşinin dava konusu sözleşmeleri imzalarken, davacının kanuni ya da yasal temsilcisi sıfatıyla imzalamadığından sözleşmeler dolayısıyla davacının sorumluluğu bulunmadığı değerlendirilerek, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.