Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/2483 E. 2018/11974 K. 22.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/2483
KARAR NO : 2018/11974
KARAR TARİHİ : 22.11.2018

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tahkim heyeti kararının iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacılar vekili dava dilekçesinde, davalının TOKİ’den almış olduğu … Üzümlü’deki 372 adet konut işinde, her ne kadar idare ile sözleşmenin davalı tarafından imzalanmış ise de, işin taraflar arasındaki 11.02.2008 tarihli adi ortaklıkla yerine getirildiğini, ancak kesin hesabın yapılması hususunda tarafların anlaşmazlığa düştüğünü, tarafların hakem sözleşmesi imzaladıklarını ve tahkime başvurduklarını, hakem heyetinin delillerin değerlendirilmesi ve hesaplama yönteminde HMK hükümlerine uygun olarak değerlendirme yapmadığını, talebin tamamı hakkında karar verilmediğinden bu eksikliklerin kararın esasına etkili olduğunu ileri sürerek, tahkim heyeti kararının HMK.’nun 439.maddesi gereğince iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacıların isteminin hakem heyeti tarafından karşılanması gerektiğini, ileri sürülen hususların HMK.’nun 439.maddesinde düzenlenen iptal hususlarını içermediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; hakem kararına karşı açılacak iptal davalarına ilişkin olarak HMK.’nun 439/2.fıkrasında sınırlı olarak iptal sebepleri tek tek sayıldığı, davacının dayandığı iptal sebebi; hakemlerin takdirine ve değerlendirmesine yönelik olduğu, iptal nedeni olarak sayılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ,hüküm süresi içerisinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; taraflar arasında hakemde görülen davada hakem heyetince yargılama sırasında verilen kararın iptali istemine ilişkindir.
Tahkim yargılamasında görevli mahkeme konusuna ilişkin düzenlemeler HMK’nın 410 ve 439. maddelerinde yer almaktadır.
Yasal değişiklik öncesinde, HMK’nın 410. maddesinde tahkimde görevli ve yetkili mahkeme “Tahkim yargılamasında, mahkeme tarafından yapılacağı belirtilen işlerde görevli ve yetkili mahkeme, tahkim yeri bölge adliye mahkemesidir. Tahkim yeri belirlenmemiş ise görevli ve yetkili mahkeme, davalının Türkiye’deki yerleşim yeri, oturduğu yer veya işyeri bölge adliye mahkemesidir.” şeklinde düzenlenmiştir.
HMK’nın 439/1. maddesinde ise “Hakem kararına karşı yalnızca iptal davası açılabilir. İptal davası, tahkim yerindeki mahkemede açılır; öncelikle ve ivedilikle görülür.” düzenlemesi yer almıştır.
15.03.2018 tarihli Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7101 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 57. maddesi ile HMK’nın 410. maddesi “Tahkim yargılamasında, mahkeme tarafından yapılacağı belirtilen işlerde görevli ve yetkili mahkeme, konusuna göre tahkim yeri asliye hukuk veya asliye ticaret mahkemesidir. Tahkim yeri belirlenmemiş ise görevli mahkeme, konusuna göre asliye hukuk veya asliye ticaret mahkemesi, yetkili mahkeme ise davalının Türkiye’deki yerleşim yeri, oturduğu yer veya işyeri mahkemesidir.” şeklinde değiştirilmiştir.
7101 sayılı Kanun’un 60. maddesi ile iptal davasını düzenleyen HMK’nın 439/1. maddesinde de değişikliğe gidilerek bu maddenin birinci fıkrasında yer alan “tahkim yerindeki mahkemede” ibaresi “tahkim yeri bölge adliye mahkemesinde” şeklinde, beşinci fıkrasında yer alan “mahkeme” ibaresi “bölge adliye mahkemesi” şeklinde değiştirilmiştir.
Yapılan bu değişiklikler sonucunda, tahkim yargılamasında mahkeme tarafından yapılacağı belirtilen işlerde görevli ve yetkili mahkemenin, konusuna göre tahkim yeri asliye hukuk veya asliye ticaret mahkemesi olduğu, tahkim yeri belirlenmemiş ise görevli mahkemenin, konusuna göre asliye hukuk veya asliye ticaret mahkemesi, yetkili mahkemenin ise davalının Türkiye’deki yerleşim yeri, oturduğu yer veya işyeri mahkemesi olduğu (HMK 410/1), hakem kararına karşı yalnızca iptal davası açılabileceği, iptal davasının, tahkim yeri bölge adliye mahkemesinde açılacağı, öncelikle ve ivedilikle görüleceği (HMK m. 439/1) belirtilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 410 ve 439. maddesinde yapılan değişikler mahkemelerin görevine ilişkin olup, 7101 sayılı Kanun’da görev kuralına ilişkin yapılan değişikliklerin eldeki davalara uygulanıp uygulanmayacağı konusunda herhangi bir düzenlemeye yer verilmemiş, geçiş hükmü düzenlenmemiştir.
Belirtmek gerekir ki 6100 sayılı HMK’nın geçici 1/1. maddesinde “Bu Kanunun yargı yolu ve göreve ilişkin hükümleri Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış davalarda uygulanmaz.” düzenlemesi ile aynı Kanunun geçici 3/3. maddesinde yer alan, “Bu Kanunda bölge adliye mahkemelerine görev verilen hâllerde bu mahkemelerin göreve başlama tarihine kadar 1086 sayılı Kanunun bu Kanuna aykırı olmayan hükümleri uygulanır.” hükmü yer almakta ise de, bu maddeler 6100 sayılı Kanun ile yapılan düzenlemelere ilişkin olup, 6100 sayılı Kanun’da değişiklik yapan 7101 sayılı Kanun hükümlerini de kapsadığı kabul edilemez. (HGK 2018/11-87 esas 2018 /1365 karar sayılı 27.09.2018 tarihli ilamı)
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görev konusunda taraflar için kazanılmış hak söz konusu olmaz. Bu nedenle yeni bir kanunla kabul edilen görev kuralları geçmişe de etkilidir. Davanın açıldığı andaki kurallara göre görevli olan mahkeme, yeni bir kanun ile görevsiz hâle gelmiş ise ( davanın açıldığı anda görevli olan fakat yeni kanuna göre görevsiz hâle gelen) mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekir ( Kuru B.: Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. Baskı, Cilt 1, … 2001, s.310).
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde, yerel mahkemece verilen karardan sonra yapılan kanun değişikliği dikkate alındığında açılmış olan iptal davasının bölge adliye mahkemesinde görülmesi gerekmektedir.
O halde, mahkemece, 6100 sayılı HMK’nın 439/1. maddesinde, 7101 sayılı Kanun’un 60. maddesi ile yapılan değişiklik sonrasında uyuşmazlığın çözümünde bölge adliye mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekmektedir. Açıklanan gerekçe kararın bozulması gerekmiştir.
2-) Bozma nedenine göre davacıların diğer temyiz itirazları inceleme konusu yapılmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 22/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.