YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/2452
KARAR NO : 2017/5658
KARAR TARİHİ : 19.04.2017
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Dava; paydaşlar arasında ecrimisil alacağının tahsili için başlatılan icra takibine karşı yapılan itirazın iptali isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, 128 ada 15 nolu parselde kayıtlı bulunan davalı tarafından kullanılan taşınmazda 15.03.205 tarihinde 24/64 payı olduğunu, satın almalar sonucu, 13.03.2008 tarihinde payının 29/64’e 03.02.2009 tarihinde ise 45/64 e çıktığını, davalının taşınmazı önce kendisinin kullandığını ve 15.03.2005 tarihli kira sözleşmesi ile taşınmazda bulunan pansiyonu dava dışı Hüseyin Anıl’a kendisinin rızası alınmadan aylık 1.000 TL kira bedeli ile kiraladığını, Antalya 11. Noterliği’nin 27.04.2011 tarihli 11274 yevmiye no’lu ihtarnamesi ile davalıdan payına isabet eden ecrimisilin ödenmesinin ihtar edildiğini, davalının ecrimisil bedelini ödememesi üzerine Antalya 14. İcra Müdürlüğünün 2013/5670 takip sayılı dosyası ile 46.498 TL ecrimisil bedeli ile 15.227,35 TL avans faizinin ödenmesi için yapılan takibe davalı tarafından haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek, davalının itirazının iptali ile %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, dava konusu taşınmazın harabe şeklinde kiracı Hüseyin Anıl’a kiralandığını, Hüseyin Anıl’ın yaptığı masraflar nedeniyle kira ödemediğini belirterek davanın reddinin savunmuştur.
Mahkemece; davanın kabulü ile takibe vaki itirazın iptali ile takibin takibin devamına, alacağın yargılamayı gerektirir niteliği ile icra inkar tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davalının faize yönelik temyiz itirazlarına gelince,
Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarına göre, ecrimisil davalarında; faize, dönem sonu (tahakkuk tarihi) itibariyle hükmedilmesi gerekmektedir. Dönem olarak da yıllık süre baz alınmaktadır.
Ayrıca, ecrimisil hükümlerine dayalı alacak talebinde bulunulması halinde ortada geçerli bir sözleşme olmadığından yasal faiz hesaplanması gerekir.
Bilirkişiler, raporlarını hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu aynı zamanda Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak, bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir.
Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasındaki çelişki varsa hâkim çelişkiyi gidermeden karar veremez.
Somut olayda, davacı icra takibinde 15.227,35 TL avans faizi talep etmiş, takipte de alacağın avans faizi ile tahsilini talep etmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise faiz hesabı yapılmamıştır. Bu durumda, yukarıda açıklanan ilkeler gözetilerek, davacı tarafından davalıdan istenebilecek yasal faiz hesaplattırılması suretiyle, hüküm kurmaya ve denetime elverişli bir rapor alınarak, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlere davalı yararına hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.