Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/2337 E. 2017/5130 K. 12.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/2337
KARAR NO : 2017/5130
KARAR TARİHİ : 12.04.2017

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın görevsizlik nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, davalı hakkında kira alacağının tahsili için takip başlatıldığını, davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, taraflar arasında düzenlenen 01/01/2004 başlangıç ve 31/12/2004 bitiş tarihli sözleşme konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmadığı, tarafların 31/12/2004 tarihinden sonra yeni bir sözleşme yapmadıkları, bu sebeple kira ilişkisinin sona erdiği ve takipte ödenmesi gereken alacağın ecrimisil olarak kabul edilmesi gerektiğinden bu davaya bakmaya Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık; Vakıflar Genel Müdürlüğü ile Belediye arasındaki, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Bir hak üzerinde uyuşmazlığa düşmüş olan iki tarafın anlaşarak, bu uyuşmazlığın çözümlenmesini özel kişi veya kişilere bırakmalarına ve uyuşmazlığın bu özel kişi veya kişiler tarafından incelenip karara bağlanmasına tahkim denir.
Kural olarak taraflar bir uyuşmazlığın çözümlenmesi için hakeme başvurmaya mecbur değildirler. Ancak, bazı hallerde bir uyuşmazlığın çözümlenmesi için hakeme başvurmak zorunludur ki; buna zorunlu tahkim denir.
Tahkimin hangi hallerde zorunlu olduğu, özel bir kanun hükmü ile belirlenir.

Mecburi tahkim hallerinden birinin düzenlendiği 3533 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince; genel, katma ve özel bütçelerle yönetilen daireler ve belediyelerle, sermayesinin tamamı devlete veya belediyelere yahut özel idarelere ait olan daire ve müesseseler arasında çıkan uyuşmazlıklardan adalet mahkemelerinin görevi içinde bulunanlar o kanunda yazılı tahkim usulüne göre çözümlenir.
Bu bağlamda eldeki davada taraflar, 3533 Sayılı Kanunun 1. maddesinde gösterilen kuruluşlardan olup, uyuşmazlığın “Hakem” sıfatı ile çözümlenmesi gerekmektedir.
O halde mahkemece, tarafların sıfatı gözetilerek sözü edilen yasa hükmü uyarınca uyuşmazlığın hakem sıfatı ile çözümlenmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 12.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.