Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/2290 E. 2017/12012 K. 14.09.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/2290
KARAR NO : 2017/12012
KARAR TARİHİ : 14.09.2017

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı ve davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, davalı idare tarafından 2011 yılında ihale edilen … Topdağı istasyonları arasında yol yenileme çalışmaları kapsamında kullanılmak üzere 3 adet 22 tonluk ekskavatör, 1 adet gücü 80 hp olan greyder , 1 adet 4×4 çekili açık kasa arazi aracı ile 1 adet en az 11 tonluk titreşimli silindirin 120 gün süre ile kiralanması işi ihalesinin 207.000-TL bedelle uhdesinde kaldığını, ihale şartnamesi uyarınca istenen araç ve makinelerin işin başladığı 03.06.2011 tarihinden işin tamamlandığı 15.10.2011 tarihine kadar iş yerinde eksiksiz olarak hazır bulundurulduğunu ancak işin tamamlanmasını müteakip düzenlenen kesin hak ediş raporunda, kiralama sözleşmesinde belirtilen sürelere göre eksik çalışma yapıldığı iddia edilerek bu sürelerin mahsup edildiğini beyanla haksız olarak kesilen kira bedellerinin tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne , karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1- 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 4/1-a maddesine göre “Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda” Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir.
Uyuşmazlık , kira alacağının tahsili istemine ilişkindir. Dava, 15.08.2012 tarihinde 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe girmesinden sonra açıldığına göre görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.
Hal böyle olunca, mahkemece; uyuşmazlığın çözümünde Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, görevsizlik nedeniyle HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, bu yön gözardı edilerek davanın esası hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.09.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.