Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/2060 E. 2017/8732 K. 31.05.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/2060
KARAR NO : 2017/8732
KARAR TARİHİ : 31.05.2017

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kosman kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili dava dilekçesinde; Deniz mahallesi 124 sk. 6/9….A adresinde bulunan ve Avrasya Pansiyon adıyla maruf taşınmazın maliki olan davalıdan kiralanması niyetiyle davalı taraf ile görüşüldüğünü ve anlaşma sağlanması sebebiyle aralarında düzenledikleri tarih bilgisi içermeyen protokole dayalı olarak 9.000,00 TL kaparo ödendiğini, daha sonra davalının kötü niyetli olarak kira sözleşmesinin imzalanmasından vazgeçerek ödenen kaparo bedelini iade etmediğini, bu paranın tahsili amacıyla….a 5. İcra Müdürlüğünün 2014/3626 esas sayılı takip dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlattıklarını, ancak davalının itirazı sebebiyle takibin durdurulmasından dolayı bahse konu itirazın iptali ile takibin devamının sağlanması ayrıca haksız itiraz sebebiyle % 20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı taraf ile aralarında düzenledikleri 25.07.2014 tarihli protokole göre mülkiyeti kendisine ait Avrasya pansiyon adıyla işletilen taşınmazın yıllık 30.000,00 TL bedelle kiralanması hususunda anlaşma sağlandığını, bu sebeple davacı tarafından kendisine 9.000,00 TL kaparo ödendiğini, kalan miktar olan 21.000,00 TL kira bedeli ile 7.000,00 TL depozitonun da 05.08.2014 tarihinde ödeneceğini ve ödeme tarihi itibariyle kira sözleşmesinin imzalanacağını, kiracının sözleşmeden cayması halinde kaparonun kendisine iade edilmeyeceği, kiralayan (malik) cayarsa kaparo bedeli kadar karşı tarafa tazminat ödemek durumunda kalacağının düzenleme altına alındığını, davacının dayanak protokolde belirtilen sürede bakiye miktarı ödemediği gibi sözlü olarak ve telefon mesajı ile sözleşmeden caydığını kendisine ifade ettiğini, ancak kendisinin iyi niyetli olarak ödeme süresini uzattığını ve buna rağmen karşı taraf sözleşme ve ödeme yapmadığından….a 4. Noterliğinin 13.08.2014 tarih ve 21733 yev. nolu ihtarnamesi ile kaporanın iade edilmeyeceğinin kendisine bildirildiğini, sözleşmeden cayan tarafın kendisi olmadığını ve bu yönde bir kusuru bulunmadığını, yaptığı işlemin protokole ve yasaya uygun olduğunu, haksız olan davanın reddi ile % 20 den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini savunmuştur.

Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile….a 5.İcra Müdürlüğünün 2014/3626 esas sayılı dosyasında 9.000,00 TL asıl alacağa yapılan takibe vaki davalı itirazının iptaline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davada dayanılan ve hükme esas alınan davacı/kiracı … ile davalı/mal sahibi … arasında imzalanan PROTOKOL başlıklı, tarihsiz belgede; işyerini kiralamak isteyen …’tan yıllık kira olan 30.000-TL’sına mahsuben 9.000-TL’sı kapora alındığı, kiranın kalanı ile ayrıca 7.000-TL’sı depozitonun 05.08.2013 tarihinde ödeneceği, kiranın tamamen ödendiği tarihten itibaren ödeme tarihi esas alınarak taraflar arasında kira sözleşmesi düzenleneceği ve taraflardan kiracının zamanında kirayı getirmezse ve tek taraflı anlaşmayı feshederse verdiği kaporayı geri alamayacağı, mal sahibinin ise anlaşmayı tek taraflı feshederse aldığı kapora miktarı kadar tazminat ödeyeceği kararlaştırılmıştır. Davacı/kiracı tarafından davalı/mal sahibi aleyhinde 14.04.2014 tarihinde başlatılan icra takibi ile işbu Protokol başlıklı belgeye istinaden ödenen 9.000-tl kapora bedelinin faiziyle birlikte tahsili talep edilmiş, davalı/mal sahibi borca itiraz ederek borcu kabul etmediğini, aksine protokol şartlarına uymayan alacaklının kendisini zarara uğrattığını bildirmiştir.
T.B.K. nun 177. maddesinde ‘’Bağlanma parası; sözleşme yapılırken bir kimsenin vermiş olduğu bir miktar para, cayma parası olarak değil sözleşmenin yapıldığına kanıt olarak verilmiş sayılır. Aksine sözleşme veya yerel adet olmadıkça, bağlanma parası esas alacaktan düşülür.’’ şeklinde, T.B.K. nun 178. maddesinde ‘’Cayma parası: Cayma parası kararlaştırılmışa, taraflardan her biri sözleşmeden caymaya yetkili sayılır. Bu durumda parayı vermiş olan cayarsa verdiğini bırakır, almış olan cayarsa aldığının iki katını geri verir.’’ şeklinde tanımlanmıştır.
Her ne kadar Mahkemece; alınan paranın niteliğini tam ve tartışmaya mahal bırakmayacak şekilde tespit etme imkanı bulunmadığı belirtilerek, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre T.B.K. 177. madde kapsamında değerlendirilmek suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; tarafların imzası bulunan tarihsiz belgede “taraflardan kiracının zamanında kirayı getirmezse ve tek taraflı anlaşmayı feshederse verdiği kaporayı geri alamayacağı, mal sahibinin ise anlaşmayı tek taraflı feshederse aldığı kapora miktarı kadar tazminat ödeyeceği’’ şeklinde ibare mevcut olup, davacı tarafından sözleşmeden haklı nedenle dönüldüğüne ilişkin yeterli ve kuvvetli bir delil ve iddia ileri sürülmediğine göre, taraflardan her birinin TBK nun 178. maddesinde kararlaştırıldığı gibi cayma parası karşılığında sözleşmeden dönme hakkına sahip olduğunun ve dava konusu edilen kapora bedelinin cayma cezası olarak kararlaştırıldığının kabulü gerekir. Bu durumda davacı/kiracı protokolde kararlaştırıldığı üzere belirtilen tarihte kiranın geri kalanını getirmediği ve sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiğine göre davalı tarafın uğramış olduğu zarardan davacının sorumlu tutulması gerekmektedir. Bu nedenle mahkemece, dava konusu paranın bir cayma cezası olarak kabul edilerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken yanılgılı değerlendirme ve yazılı gerekçe ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 31.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.