YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/2017
KARAR NO : 2017/4827
KARAR TARİHİ : 06.04.2017
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, mahkemenin görevsizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresinde, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; taraflar arasında 30.01.2007 tarihinde 01.01.2007 ve 31.12.2007 tarihleri arasında geçerli olmak üzere kira sözleşmesi yapıldığını,12.02.2007 tarihinde kira borcunun yatırıldığını, sözleşmenin 1. ve 6. maddesine göre kira sözleşmesinin uzatılmasının kiracının isteğine bırakıldığını, davacının uzatma hakkını kullanmaması sebebi ile sözleşmenin sona erdiğini ve kira alacağının oluşmadığını belirterek davalının 2007 ve 2008 yılına ait kira alacağının tahsili amacı ile başlattığı icra takibinde borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; davacının kira akdi bitiminden 15 gün evvel mecuru tahliye edeceğini bildirmediğinden, kira akdinin aynı şartlar altında bir yıl daha uzadığını, taşınmazın tahliye ve anahtarının teslim edildiği hususunun ispatının kiracıya ait olduğunu, davacının mecuru boşaltmayıp anahtarını teslim etmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davaya konu alacağın kira alacağından kaynaklandığı, davalı tarafın kira alacağı için takip yaptığı iddiasından bahisle menfi tespit davasına ilişkin olduğu gerekçesi ile Mahkemenin görevsizliğine, dosyanın kararın kesinleşmesi ve talep halinde görevli ve yetkili Trabzon Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Taraflar arasındaki dava 6100 Sayılı HMK’nun yürürlüğe girmesinden önce 15.05.2008 tarihinde açılmış olup. 6100 Sayılı HMK’nun Geçici 1. maddesi “ Bu Kanunun yargı yolu ve göreve ilişkin hükümleri, Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan davalarda uygulanmaz. “ hükmünü içermektedir. Bu nedenle 6100 Sayılı HMK’nun yürürlüğünden önceki davalarda davanın
açıldığı tarihteki 1086 sayılı HUMK hükümlerine göre görevli mahkemenin belirlenmesi gerekir. Dava, 6100 Sayılı HMK’nun yürürlüğe girmesinden önce açıldığından mahkemenin görevi 1086 Sayılı HUMK’na göre belirlenmelidir. 1086 Sayılı HUMK’nun göreve ilişkin hükümlerine göre de; görev, müdeabihin değerine göre belirlenmelidir. Somut olayda menfi tespit talebine dayanak icra takibine konu alacak miktarı nazara alındığında davaya bakmakla görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Kira alacağının değere bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülmesi durumu HUMK’nun 8/2 maddesi gereğince, kira alacağının, kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, aktin feshi yahut tesbit davaları ile birlikte açılmış olması haline münhasırdır. Bu nedenle menfi tespit istemine ilişkin davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, kanuna aykırı şekilde Sulh Hukuk Mahkemesi görevli olduğundan bahisle mahkemenin görevsizliğine karar verilmesi doğru değildir.
2- Bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene yükletilmesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 06/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.