Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/1880 E. 2017/2689 K. 08.03.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/1880
KARAR NO : 2017/2689
KARAR TARİHİ : 08.03.2017

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki ecrimisil tazminatı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin kanuni mirasçısı ve paydaşı oldukları …:4/7 … adresinde kain (yazlık) gayrimenkulün, diğer kanuni mirasçı olan davalı tarafından, murisin ölümünden bugüne kadar tek başına kullanıldığını ve müvekkillerinin tasarrufuna izin verilmediğini, haksız ve tek taraflı kullanıma muvafakatleri olmadığını ve ecrimisil taleplerini içerir ihtarnamenin davalıya gönderilmesine rağmen ecrimisil bedelinin tamamının ödenmediğini belirterek, müvekkillerinin taşınmazdan yararlanamaması nedeniyle 02/09/2013 tarihinden 02/07/2014 tarihine kadar geçen süre için aylık 375,00 TL’den toplam 3.750,00 TL ecrimisil bedeli ile 02/07/2014 tarihinden itibaren de her ay için aylık 412,50 TL ecrimisil bedelinin avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; taraflar arasında kira ilişkisi olduğu ve alacağın kira alacağından kaynaklanması sebebiyle Sulh Hukuk Mahkemesinde dava açılması gerektiğinden davacının davasının reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-) 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 4/1-a maddesine göre “Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda” Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir. Mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin kurallardan olup, yargılamanın her aşamasında istek üzerine, ya da re’sen gözetilmesi gerekir.

Somut olayda, her ne kadar davalı 22.07.2014 tarihli resmi yazılı taahhütnamede davaya konu adreste kiracı olduğunu belirtmiş ise de her iki tarafın da aralarında kira ilişkisi olmadığını açıkça beyan etmeleri karşısında taraflar arasında kira ilişkisi bulunmadığının kabulü gerekir. Uyuşmazlık kullanım bedeline ilişkin ecrimisil bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, davaya bakma görevi Asliye Hukuk mahkemesine aittir. Mahkemece, işin esası incelenerek davanın esastan sonuçlandırılması gerekirken yazılı gerekçe ile görevsizlik kararı verilmesi doğru değildir.
2-) Bozma nedenlerine göre davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı …ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 08.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.