Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/186 E. 2018/11121 K. 06.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/186
KARAR NO : 2018/11121
KARAR TARİHİ : 06.11.2018

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı …, Devlet Hastanesinde görev yapan davalının maaş vergi matrahının, döner sermaye vergi matrahının ve döner sermaye matrahının yanlış hesaplanması nedeniyle kendisine fazla ve yersiz ödeme yapıldığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 14.429,50 TL’nin yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, 06/05/2015 tarihli heyet raporunda belirtilen ek ödeme ve vergi farkı toplamı olan 14.341,57 TL asıl alacağın yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 87,93 TL yönünden davanın reddine karar verilmiş; hüküm, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davacı, davalı lehine hükmedilen vekalet ücreti yönünden de kararı temyiz etmiş olup, incelemesinde;
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. maddesinin birinci fıkrasına göre; Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 9 uncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile 10 uncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. Aynı maddenin ikinci fıkrası uyarınca, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez.
Somut olayda; mahkemece, davacının talep ettiği 14.429,50 TL alacağın 14.341,57 TL’si yönünden davanın kısmen kabulüne karar verildiği, reddedilen 87,93 TL için 1.800,00 TL maktu vekalet ücretine hükmedildiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda açıklanan düzenleme karşısında; kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine hükmedilen vekalet ücretinin,reddedilen miktarı geçemeyeceği gözetilmeksizin; mahkemece, davalı lehine 1.800,00 TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
Ne var ki, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, kararın düzeltilerek onanması HUMK.nun 436/2 maddesi gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenle davalının tüm, davacının ise ikinci bent dışındaki sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenle temyiz olunan hükmün 6. fıkrasının hükümden çıkarılarak yerine 6. fıkra olarak “Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T’nin 13/2 maddesi gereğince belirlenen 87,93 TL vekalet ücretinin davacı kurumdan alınarak davalıya verilmesine” ifadesinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 06.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.