Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/1671 E. 2017/2924 K. 13.03.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/1671
KARAR NO : 2017/2924
KARAR TARİHİ : 13.03.2017

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tahliye davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili dilekçesinde; Davacı ile davacının oğlu … arasında 01/12/2005 başlangıç tarihli 30 gün süreli kira sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereği
01.01.2012- 01.01.2013 tarihleri arası ödenmeyen kiralar ile ilgili olarak davacı tarafından tahliye talepli icra takibi yapıldığını, yasal süre içerisinde ödeme olmayınca … aleyhine tahliye kararı alındığını ve bu kararın 25.06.2013 tarihinde kesinleştiğini, davalı ile davacının oğlunun 11.02.2014 tarihinde kesinleşen ilam ile boşandıklarını, iş bu boşanma davasında 26.12.2012 tarihinde konutun müşterek çocuk ve davacıya özgülendiğini, tahliye ilamını öğrenen davalı tarafından davacı aleyhine açılan ….İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2013/490 Esas- 2014/125 karar sayılı ilamı ile tahliye kararının durdurulması talebinin kabul edildiğini, tahliyenin durdurulma sebebi olan müşterek konut olma unsurunun ortadan kalktığını belirterek, ….İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2013/490 Esas- 2014/125 karar sayılı ilamı ile verilen durdurma kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı dilekçesinde; davacının oğlu ile sözde akit yaparak kendisinin aleyhine tahliye kararı aldırıldığını, aslında o konutun kendilerine ait olduğunu ve hiç kira ödemeden de orada yaşadıklarını, tahliyeye gelindiği sırada konutun kendilerine ait olmadığını öğrendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile ….İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2013/490 Esas- 2014/125 Karar sayılı kararı gereğince verilen tedbirin kaldırılması ile davalının taşınmazdan tahliyesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-) 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 4/1-a maddesine göre “Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda” Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir.

Somut olayda, uyuşmazlık kira ilişkisinden kaynaklanmamaktadır. Dava, mülkiyet hakkına dayalı olarak açılan elatmanın önlenmesi istemine ilişkin olup görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi’dir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.
Hal böyle olunca, mahkemece; uyuşmazlığın çözümünde Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, görevsizlik nedeniyle HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, bu yön gözardı edilerek davanın esası hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
2-) Bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
13/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.