Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/16080 E. 2019/412 K. 22.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/16080
KARAR NO : 2019/412
KARAR TARİHİ : 22.01.2019

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; davanın kabulüne yönelik olarak verilen hüküm, davalı vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 22/01/2019 tarihinde davalı vekili Av. … geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekilin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00’e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; elektrik abonesi olduğu davalı şirketin gönderdiği fatura ile 25/06/2013 ila 17/07/2013 tarihleri arasındaki döneme ilişkin olarak 27.264,50 TL tüketim borcunun olduğunu bildirdiğini, bu nedenle davalı şirkete yapmış olduğu itirazların ise sonuç vermediğini ileri sürerek; elektrik tüketimi nedeniyle düzenlenen faturanın iptali ile davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; davanın kabulüne dair verilen hüküm, davalı tarafın temyizi üzerine Dairemizin 10/05/2015 tarihli ve 2015/15542 E. 2016/7438 K. sayılı ilamıyla; davalı tarafa, dava dilekçesinin usulünce tebliğ edilmediği, ayrıca ön inceleme ve tahkikat duruşmalarının bırakıldığı günlerin de bildirilmediği, bu bağlamda davalı tarafın hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozma sonrası davalı; davacıya ait işyerinde 25/06/2013 tarihinde yapılan sayaç okuma işlemi sırasında sayacın tüketim endeksinin 5 haneli olmasına rağmen 4 haneli olarak okunması nedeniyle hatalı bildirimde bulunulduğunun belirlendiğini, akabinde yürürlükte bulunan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 23. maddesi uyarınca işlem tesis edildiğini, bu bağlamda tespit tarihinde 86700 olarak belirlenen endeks ile daha önceki okumanın yapıldığı 27/06/2011 tarihinde 8054 olarak belirlenmiş olan endeks arasındaki tüketim farkı nedeniyle davaya konu 27.264,50 TL tutarlı faturanın davacıya gönderildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Bozma ilamına uyan mahkemece; aylık elektrik tüketimi ortalama 173 TL olan davacının sadece Haziran 2009 ayında 27.264,50 TL tutarında elektrik tüketmesinin yaşamın olağan akışına aykırı olduğu, alınan bilirkişi raporuyla bu tutarın haksız ve gereksiz olduğunun belirlendiği, elektrik abonesi olan davacının bu tutarda bir elektrik harcaması yaptığına ilişkin olarak davalı şirket tarafından herhangi bir delil ileri sürülmediği gibi sökülen elektrik sayacının da davacıya teslim edilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava, davalı şirket tarafından tahakkuk ettirilen elektrik tüketim faturası nedeniyle borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davacı; davalı şirket tarafından tahakkuk ettirilen tutarın geçmiş dönemlere göre fahiş olduğunu ileri sürmüş; davalı ise davacıya ait elektrik sayacının 5 haneli olmasına rağmen geçmişte 4 haneli olarak okunduğunun tespit edildiğini, bu nedenle ilgili mevzuat uyarınca geçmişe yönelik olarak tahakkuk yapıldığını savunmuştur.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise; davalı tarafça bildirilen hatalı sayaç okunması ve buna bağlı olarak hatalı bildirimde bulunulması nedeniyle Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 23. maddesi uyarınca işlem yapıldığı yönündeki savunma değerlendirilmemiş, sadece nedenleri gösterilmeden dava konusu faturanın haksız ve gereksiz olduğunun bildirilmesiyle yetinilmiştir. Bundan ayrı, elektrik sayacına bir müdahale yapılmadığı tarafların kabulünde olmasına rağmen, bilirkişi tarafından davacının elektrik sayacına müdahale ettiği gerekçesiyle suçlu olduğu görüşüne yer verilmiştir. Rapor, bu haliyle hüküm vermeye elverişli değildir.
Bundan ayrı; davalı taraf, savunmasında bildirmiş olduğu vakıalara ilişkin delillerini de süresinde dosyaya sunmuştur.
Hal böyle olunca, mahkemece; konusunda uzman elektrik – elektronik mühendislerinden oluşturulacak üç kişilik bilirkişi kurulundan, iddia ve savunmalarda yer alan vakıalar ile sunulan delillerini irdeleyen, taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor aldırılması ve ulaşılacak sonuca göre uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, hüküm vermeye elverişli olmayan bilirkişi raporu esas alınması ve yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2-) Bozma nedenine göre, davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’nun 428 inci maddesi gereğince davalı taraf yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 2.037 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/01/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.