Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/15887 E. 2019/408 K. 22.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/15887
KARAR NO : 2019/408
KARAR TARİHİ : 22.01.2019

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki müdahalenin men’i-alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, birleşen 2010/8 E.sayılı dosyanın kısmen kabulüne, birleşen 2010/397 E.sayılı dosyanın kabulüne, birleşen 2016/496 E.sayılı davanın reddine yönelik olarak verilen hüküm davalı … vekili ve davalı/birleşen dosya davacısı … vekili tarafından temyiz edilmiş, duruşmalı olarak incelenmesi davalı/davacı … vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 22.01.2019 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davalı/birleşen dosya davacısı … vekili geldi Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekilin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00’e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Asıl davada davacılar; dava konusu 13 parselin müşterek maliki olduklarını, dava dışı yüklenici ile düzenledikleri Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi gereğince tüm yükümlülüklerini yerine getirdikleri halde, yüklenicinin inşaatı süresinde tamamlayıp teslim etmediğini, … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1997/860 Esas- 2006/234 Karar sayılı ilamı ile Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi’nin feshine karar verildiğini, davalıların yükleniciden haricen bağımsız bölüm satın alan şahıslar olduklarını, bağımsız bölümleri işgal ve kullanımlarının haksız olduğunu ileri sürerek davalı …’nin 3 no’lu, davalı …’ın 5 no’lu bağımsız bölüme müdahalesinin önlenmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı …; kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yükleniciye kalması gereken bağımsız bölümü yükleniciden inşaat %50 seviyesinde iken noter senedi ile satın aldığını, kendisi ve yükleniciden daire satın alan diğer şahıslarla birlikte inşaatı tamamlayıp halen kullandıklarını, bina bedeli ödenmedikçe tahliye istenmesinin haksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı …; 5 nolu bağımsız bölümü yükleniciden noter senedi ile satış bedelini de eksiksiz bir şekilde ödeyerek yükleniciden satın aldığını, arsa sahipleri ile yüklenici arasında düzenlenen kat karşılığı inşaat sözleşmesine halef olduğunu, yükleniciden bağımsız bölüm satın alanlar ile birlikte davacılara kalacak bölümlerdeki eksikliklerde dahil inşaatı tamamladıklarını savunarak davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davacı …; davalıların bağımsız bölümün mülkiyetini devretmediklerini, müvekkilinin yükleniciye halef olması nedeniyle ve kalan inşaatı malik olacağı düşüncesiyle bitirdiğinden taşınmaza yaptığı imalat masrafları nedeniyle 50.000 TL (ıslah ile 104.500 TL) inşaat yapım bedelinin davalılardan faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Birleşen dosyanın davalılarından …; davacının ancak haricen taşınmaz satın aldığı yükleniciden talepte bulunabileceğini, davacı tarafın açtığı tapu iptali davasının reddedilip kesinleştiği tarihten itibaren 5 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; asıl davanın kabulü ile davalılar … ve …’ın müdahalelerinin men’ine ve taşınmazlardan tahliyelerine, birleşen davanın kısmen kabulü ile 55.000 TL iyileştirme bedeli tazminatının karşı dava tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalılardan hisseleri oranında tahsili ile davacı …’ya ödenmesine karar verilmiştir.
Hükmün davacı (birleşen dosya davalısı) … vekili ve davalı (birleşen dosya davacısı) vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 15.09.2015 tarih ve 2015/2523 Esas- 2015/14140 Karar sayılı ilamı ile “……Somut olayda davacılardan (birleşen davalı) …’ün dava ve birleşen dava tarihinden önce (28.04.2006) öldüğünün anlaşıldığı, mahkemece, davalının ölü kişiye karşı dava açması durumunun gözönünde bulundurularak değerlendirilmesi ve HMK’nun 124.madde uyarınca davayı mirasçılara yöneltme imkanı tanınıp tanınmıyacağı hususu da değerlendirilerek bir karar verilmesi gerektiği, bundan ayrı olarak mahkemece; birleşen davada davalılardan … ve … dışındaki davalılar dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilmeden
davaların birleştirildiği, yargılamaya devam edilip bu şekilde hüküm kurulduğunun anlaşıldığı, davalılara dava dilekçesi tebliğ edilerek davadan haberdar edilmeden ve duruşmaya usulüne uygun davet edilmek suretiyle savunma hakkı kullandırılmadan karar verilmesi doğru görülmediği…” gerekçesiyle sair temyiz itirazları incelenmeden mahkeme kararı bozulmuştur.
Asıl dava davacıları vekili; bozma ilamından sonra sunduğu 11.01.2016 tarihli dilekçesi ile kendileri tarafından açılan el atmanın önlenmesi davası ile ilgili olarak ve … tarafından açılan alacak davası ile ilgili olarak … mirasçısı … ‘ne ait vekaletnameyi sunarak adına davaları takip ettiğini beyan etmiştir.
Bozma ilamından sonra açılan ve iş bu dosya ile birleştirilen … 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/397 Esas sayılı dosyasında; davacı … mirasçısı …; murisinin müşterek maliki olduğu taşınmazda davalıların kullanım ve işgallerinin haksız olduğunu ileri sürerek davalı …’nin 3 no’lu, davalı …’ın 5 no’lu bağımsız bölüme müdahalesinin önlenmesini talep ve dava etmiştir.
Bozma ilamından sonra açılan ve iş bu dosya ile birleştirilen … 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/496 Esas sayılı dosyasında; davacı …, kendisi tarafından taşınmaz maliklerine karşı açtığı alacak davası ile birleştirilmek üzere; yüklenicinin haklarına halefiyet nedeniyle yapı alacağı ve binayı tamamlamış olmasından dolayı iyileştirme giderlerinin … mirasçısı davalı …’nden tahsilini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece; yeniden yapılan yargılama sonucunda; mahkememizin 2016/33 esas sayılı dosyası yönünden temyiz talebi bulunmadığından bu kararın kesinleşmiş olduğu, birleşen … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/8 esas sayılı dosyası ile açılan davanın kısmen kabulü ile 55.000,00 TL iyileştirme bedeli tazminatının karşı dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte karşı davalılardan hisseleri oranında tahsil edilerek davacı …’ ya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, birleşen … 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/397 esas sayılı dosyası yönünden davacıların davasının kabulü ile dava konusu …, …, … Mh., 4741 ada, 2 parsel no.lu taşınmazda 3 ve 5 kapı no.lu mesken vasıflı bağımsız bölüm olan taşınmazlara davalılar tarafından yapılan vaki müdahalenin men’ i ile her iki taşınmazdan davalıların ayrı ayrı tahliyesine, birleşen … 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/496 esas sayılı dosyasında her ne kadar … … mirasçısı aleyhine dava açılmış ise de; dava tarihinin 26/09/2016, taşınmazların …’ e devir tarihinin ise 21/09/2014 olduğu, dava tarihi itibariyle davalı …’nın malik olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm asıl ve birleşen dosyalar davalısı- birleşen dosyalar davacısı ve davacısı … vekili ve asıl ve birleşen dosya davalısı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; asıl ve birleşen dosya davalısı … vekilinin ve asıl ve birleşen dosyalar davalısı- birleşen dosyalar davacısı … vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-İş bu dosya ile birleştirilen … 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/397 Esas sayılı dosyasında; davacı … mirasçısı …; murisinin müşterek maliki olduğu taşınmazda davalıların kullanım ve işgallerinin haksız olduğunu ileri sürerek davalı …’nin 3 no’lu, davalı …’ın 5 no’lu bağımsız bölüme müdahalesinin önlenmesini talep ve dava etmiştir.
Dava konusu taşınmaza ait tapu kaydı incelendiğinde; taşınmazın diğer hissedarlarının, hisselerini 29.01.2014 tarihinde …’e devrettikleri, 3 ve 5 nolu bağımsız bölümlerinde … adına tescil edildiği görülmektedir.
Hal böyle olunca, dava tarihi itibariyle taşınmazda hissesi olmayan davacı …’nin açtığı müdahalenin men’i davasının reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
3-İş bu dosya ile birleştirilen … 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/496 Esas sayılı dosyasında; davacı …, kendisi tarafından taşınmaz maliklerine karşı açtığı alacak davası ile birleştirilmek üzere; yüklenicinin haklarına halefiyet nedeniyle yapı alacağı ve binayı tamamlamış olmasından dolayı iyileştirme giderlerinin … mirasçısı davalı …’nden tahsilini talep etmiş, mahkemece, dava tarihi itibari ile davalının malik olmaması nedeniyle dava reddedilmiştir.
Sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının geçerli(haklı) bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalması (zenginleşmesi) demektir. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için, borçlunun mal varlığından bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır.
Somut olayda; davacı tarafın iddia ettiği iyileştirmelerin, davalı …’nın hissesini …’e devrettiği tarihten önce yapıldığı ve davalı …’nın bu haliyle hissesini devrettiği anlaşıldığından, davanın iyileştirme giderleri yönünden kabulü gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen dosya davalısı … vekilinin ve asıl ve birleşen dosyalar davalısı- birleşen dosyalar davacısı Şerife vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci ve üçüncü bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’nun 428 inci maddesi gereğince asıl ve birleşen dosyalar davalısı- birleşen dosyalar davacısı … yararına, ikinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’nun 428 inci maddesi gereğince birleşen dosya davalısı … yararına BOZULMASINA, 2.037 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacı-davalı …’nden alınıp davacı-davalı …’ya verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK’nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/01/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.