Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/15385 E. 2017/14029 K. 17.10.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/15385
KARAR NO : 2017/14029
KARAR TARİHİ : 17.10.2017

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tahliye davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, kendisine ait bina üzerine ….. baz istasyonu kurulması amacıyla taraflar arasında 06/10/2013 başlangıç tarihli kira sözleşmesi düzenlendiğini, daha sonra tarafların ortak rızası ile kira sözleşmesinin dört ay uzatılarak sözleşmenin bitiş tarihinin 06/02/2015 tarihine uzatıldığını, protokolde, kira sözleşmesinin 06/02/2015 tarihinde ihtara ve ihbara gerek olmaksızın sona ereceği açıkça belirtildiği halde davalı kiracının taşınmazı tahliye etmediğini belirterek kiralananın tahliyesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını beyanla davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile kiralananın tahliyesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu 327. maddesinde yer alan düzenlemeye göre genel hükümlere tabi kira sözleşmelerinde kira sözleşmesinin başlangıcı ve süresi belli ise kira sözleşmesinde sürenin dolması ile kira sözleşmesi kendiliğinden sona erer. Kiraya veren sözleşmenin bitim tarihinden itibaren bir ay içinde dava açarak süre bitimi nedeniyle tahliye talep edebilir. Belirli süreli kira sözleşmelerinde belirlenen sürenin dolması halinde taraflar arasında açık bir anlaşma olmaksızın kira ilişkisi sürdürülürse kira sözleşmesi belirsiz süreli sözleşmeye dönüşür. Genel hükümlere tabi kira sözleşmelerinde belirli süreli kira sözleşmesinin süresiz hale gelmemesi için kiraya veren kira süresi bitmeden veya dava açma süresi içinde kira sözleşmesini yenilemeyeceğine dair ihtarname tebliğ ettirirse kira sözleşmesi yenilenmeyeceği gibi süresiz hale de gelmez. Bu durumda her zaman süre bitimi nedeniyle tahliye davası açılabilir. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu 328. maddesinde yer alan düzenlemeye göre ise; belirsiz süreli kira sözleşmelerinde taraflardan her biri, daha uzun bir fesih bildirim süresi veya başka bir fesih dönemi kararlaştırılmış olmadıkça, yasal fesih dönemlerine ve fesih bildirim sürelerine uyarak sözleşmeyi feshedebilir. Sözleşmede veya kanunda belirtilen fesih dönemine veya bildirim süresine uyulmamışsa, bildirim bir sonraki fesih dönemi için geçerli olur.
Taraflar arasında 06/10/2013 başlanıç tarihli, bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.05/11/2014 tarihnde düzenlenen protokol ile kira sözleşmesinin süresinin tarafların mutabakatı ile dört ay uzatıldığı, sözleşmenin 06/02/2015 tarihinde sona ereceği, bu tarihten itibaren uzatılmayacağı kararlaştırılmıştır. Davacı kiraya veren tarafından 22/04/2015 tarihinde keşide edilen ve davalıya, 24/04/2015 tarihinde tebliğ edilen ihtarname ile 06/02/2015 tarihinde taşınmazın boşaltılacağının kabul edildiğini beyanla kiralananın yedi gün içinde tahliye edilmesi bildirilmiştir.
Kiralananın niteliğine göre sözleşme T.B.K.’nun adi kiraya ilişkin hükümlerine tabidir. T.B.K’nun 327. maddesi gereği süre bitiminden önce veya bir aylık dava açma süresi içinde fesih iradesi kiracıya bildirilirse, davanın kira süresinin bitiminden itibaren bir ay içinde açılması zorunlu değildir. Ancak davacı kiraya veren tarafından bu süre içerisinde ihtarname gönderilmediğinden sözleşme 06/02/2015 tarihinden itibaren süresiz hale gelmiştir. Bu durumda 02/06/2015 tarihinde açılan dava süresinde değildir. Mahkemece, davanın süre yönünden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde tahliyeye karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.