Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/13928 E. 2017/15524 K. 08.11.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/13928
KARAR NO : 2017/15524
KARAR TARİHİ : 08.11.2017

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; davalı tarafından, kendisi aleyhine … 12. İcra Müdürlüğü’nün 2011/9560 Esas sayılı dosyası ile tarımsal sulama aboneliğinde kaynaklı 13.08.2008 tahakkuk tarihli 28.05.2008 vade tarihli 4.509,33 TL ve 23.07.2008 tahakkuk tarihli 07.08.2008 vade tarihli 14.761,51 TL’lik fatura olmak üzere iki adet faturadan kaynaklı icra takibi başlatıldığını, ancak 30/10/2009 tarihli hisse satış sözleşmesi ile davalı …’ın %100 hissesi bulunan …’ın hisselerinin … Enerji Dağıtım Perakende Satış A. Ş. ‘ye yapıldığı ve …’ın özelleştiğini, özelleşmeye ilişkin şartlarda özelleşmeden önce doğmuş borçların …’a devredildiğini, takibe konu borcun 2008 dönemine ilişkin olup, davalı …’ın bu borcu takip ve tahsil etme hakkı olmadığını iddia ederek, …’a söz konusu takip dosyasında talep edilen asıl alacak ve tüm fer’ilerden kaynaklı borçlu olmadığının tespitine, kötüniyetli davalı hakkında %40 tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; davaya konu takibe dayanak faturanın davalı şirket bilançosunda alacak olarak yer aldığını, bu sebeple söz konusu faturadan doğan alacağın …’a devredilmediğini, dava konusu faturanın müvekkili şirkete ait olduğunu, davacı tarafın borçlu bulunduğunu belirterek davanın reddi ile davacı aleyhine %40’dan aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; davaya konu … 12.İcra Müdürlüğü 2011/9560 sayılı takibe konu alacağa ilişkin 13/05/2008 ve 23/07/2008 tarihlerinde tahakkuk ettirilen davacı abonenin elektrik tüketimine ilişkin her iki faturanın davalı …’ın %100 hissesinin …’tan … A.Ş’ye devrinin yapıldığı 30/10/2009 tarihinden önce davalı şirket 23/10/2009 tarih 22-175 sayılı yönetim kurulu kararı ile 30/09/2009 tarihi itibari ile tarımsal sulama abone borçları içinde …’a devredilerek takibe konu alacağın … alacağı haline geldiği, davalı şirketin devri yapılan söz konusu fatura alacakları ile ilgili yapılan ödemeleri …’a aktarmak dışında bir taraf ehliyeti bulunmadığı gerekçesi ile davacı abonenin takip konusu faturalar ile ilgili davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine, davacı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı tarafın temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Davada uyuşmazlık; davalı şirketin davaya konu alacağı tahsil etme hakkı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Türk Borçlar Kanununun 203.maddesine göre; bir işletme, başka bir işletme ile aktif ve pasiflerin karşılıklı olarak devralınması ya da birinin diğerine katılması yoluyla birleştirilirse, her iki işletmenin alacaklıları, bir malvarlığının devralınmasından doğan haklara sahip olup, bütün alacaklarını yeni işletmeden alabilirler.
Somut olayda; 30.09.2009 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi ile davalı …’da %100 hissesi bulunan … hisselerinin satışını dava dışı … Enerji Dağıtım ve Pazarlama Satış Hizmetleri A.Ş.’ye yapmış ve böylece … özelleşmiş, özelleşme sonrası …’ın tüzel kişiliği aynen devam etmiştir. Özelleştirme öncesi 2006 yılında … %100 hisseye sahip iken … ile İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi imzalamış, özelleştirme sonrasında da bu sözleşmenin hükümleri aynen kabul edilmiştir. İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi ile davacı abonenin de yer aldığı tarımsal sulama abonelerine ait tüm borçlar …’tan …’a devredileceği kabul edilmiştir.
Ancak; gerek İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi, gerek Hisse Satış Sözleşmesi ile davaya konu abonelik sözleşmesinden kaynaklanan borç ve alacakların aidiyetine ilişkin hükümler TBK’nın 203.maddesine göre davacı bakımından hüküm doğurmaz. Davacı ile abonelik sözleşmesi imzalayan davalı şirket özelleştikten sonra, davacı abonenin; abonelikten doğan hak ve alacaklarının hangi şirkette kaldığını takip etme gibi bir yükümlülüğü olamayacağı gibi davalı şirketin abone sözleşmesinin tarafı olarak sorumluluğu devam etmektedir. (Keza; İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi ve Hisse Satış Sözleşmesi iç ilişkiyi ilgilendirir.)
Bu durumda TBK 203.maddesine göre davalı şirketin dava konusu edilen alacağın tahsili bakımından somut olayda pasif husumet ehliyeti bulunduğu göz ardı edilerek yukarıdaki gerekçe ve yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı tarafın temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.