Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/12978 E. 2018/12315 K. 04.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/12978
KARAR NO : 2018/12315
KARAR TARİHİ : 04.12.2018

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında birleştirilerek görülen …… davalarının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; asıl ve birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hüküm, davacılar vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 04/12/2018 tarihinde davacılar vekili Av. …… İlter geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekilin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00’e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacılar, asıl ve birleşen davada; murisleri olan Veli Keskin’in 28/06/2009 tarihinde bina dış cephe boyası yaparken elindeki fırçanın elektrik teline değmesi sonucu elektrik akımına kapılarak vefat ettiğini, murisin ölümüne sebebiyet veren olayda davalıların sorumlu olduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, davacılardan … için 1.000 TL maddi ve 15.000 TL manevi, ……… ve … için 1.000’er TL maddi ve 10.000’er TL manevi tazminatın olay tarihinden işleyecek faiziyle tahsilini talep etmişler; 19/11/2012 tarihli ıslah dilekçesiyle maddi tazminat istemlerini toplam 114.356,47 TL’ye artırmışlardır.
Davalı …; enerji nakil hattını güvenlik mesafelerini koruyarak tesis ettiğini, davacıların murisinin elinde bulunan 3 metrelik metal saplı boya fırçası nedeniyle elektrik akımına kapıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı …; davanın hizmet kusuruna dayalı olması nedeniyle idari yargının görevli olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı …; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davalı elektrik idaresinin güvenli elektrik dağıtım hizmetini gereği gibi yerine getiremediği, davalı bina sahibi …’in tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu ölüme sebebiyet verme suçundan mahkum olduğu, davalı … yönünden talebin adli yargının görev alanına girmediği gerekçesiyle; davalı … yönünden dosyanın idare mahkemesine gönderilmesine, davalılar ……… ve … yönünden davanın kısmen kabulüne dair verilen hüküm, davalıların temyizi üzerine Dairemizin 18/03/2014 tarihli ve 2013/19445 Esas ve 2014/4134 Karar sayılı ilamıyla, sair temyiz itirazları reddedilerek, davalı … yönünden davanın adli yargının görev alanına girdiği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiş; davalı …’in karar düzeltme istemi üzerine Dairemizin 25/12/2014 tarihli ve 2014/12392 Esas ve 2014/17249 Karar sayılı ilamı ile; davalı … yönünden davanın idari yargıda görülmesi gerektiği yönünde verilen kararın yerinde olduğu, ancak gönderme kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, davalı … yönünden ise ceza davasında hükmün açıklanmasına karar verilmiş olması nedeniyle yeniden kusur raporu aldırılması gerektiğinden bahisle bozma kararının kaldırılmasına ve hükmün açıklanan gerekçeler ile bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamına uyan mahkemece, aldırılan bilirkişi raporu ile meydana gelen kazada davacıların murisinin %100 oranında kusurlu olduğunun, davalıların ise kusurunun bulunmadığının belirlendiği gerekçesiyle, davalı … yönünden davanın yargı yolu yönünden reddine, davalılar ……… ve … yönünden davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle kısa kararda davanın kısmen kabulüne ifadesinin yazılmasının mahallinde düzeltilebilir maddi hata olduğunun anlaşılmasına göre, davacı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2) HMK’nun 58 inci maddesi uyarınca, ihtiyari dava arkadaşlığında, davalar birbirinden bağımsız olduğundan, dava arkadaşlarından her biri, diğerinden bağımsız hareket edebilir. Buna göre, ihtiyari dava arkadaşlarından her biri, hükmü yalnız başına kanun yoluna götürebilir. Süresinde kanun yoluna başvurmamış ihtiyari dava arkadaşları hakkında hüküm kesinleşir. Diğer dava arkadaşlarının kanun talebi üzerine hüküm bozulursa, bu bozmadan kanun yoluna başvurmamış (ve bu nedenle haklarında hüküm kesinleşmiş olan) ihtiyari dava arkadaşları yararlanamaz.
Bu açıklamalar ışığında yapılan incelemede; davalı …’ın mahkemece verilen ilk hükme karşı yapmış olduğu sair temyiz itirazları reddedilmiş ve hüküm sadece davalı … hakkındaki davanın adli yargıda görevli olduğu yönündeki temyiz itirazı yönünden bozulmuştur. Bozma kararına karşı, sadece davalı … karar düzeltme yoluna başvurmuş ve hüküm bu davalı yararına bozulmuştur. Buna göre, hükmün dairemizin bozma kararı dışında kalan kısımları kesinleşmiştir. Dolayısıyla, hakkındaki hüküm kesinleşmiş olan davalı …, bu bozmadan yararlanamaz.
Bu halde, mahkemece; davalı … yönünden, ilk kararda verilen hükmün kesinleşmiş olması nedeniyle yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırıdır.
Bundan ayrı, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık ……… Tarifesinin 7 nci ve 10 uncu maddeleri uyarınca, hakkında yargı yolu yönünden görevsizlik kararı verilen davalı … lehine (maddi ve manevi tazminat açısından ayrı ayrı) maktu vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, nisbi vekalet ücreti takdir edilmesi doğru görülmemiştir.
Kabule göre de; Avukatlık ……… Tarifesinin 10 uncu maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, davanın reddine karar verilmesi nedeniyle manevi tazminat istemi yönünden davalı … lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, nisbi vekalet ücretine hükmedilmiş olması da doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine; ikinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’nun 428 inci maddesi gereğince davacı taraf yararına BOZULMASINA, 1.630 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacı tarafaya verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/12/2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.