Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/1263 E. 2018/11868 K. 21.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/1263
KARAR NO : 2018/11868
KARAR TARİHİ : 21.11.2018

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki ziynet alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılardan … tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; davalılardan … ile boşandıklarını, evlilikleri müddetince eşinin yurt dışında olması nedeniyle kayınpederi olan davalı …’nin evinde kaldığını, dava dilekçesinde belirtilen ziynetlerin davalı … tarafından alıkonulduğunu ileri sürerek, ziynetlerin aynen, aynen iadenin mümkün olmaması halinde bedeli olan şimdilik 20.000 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı …; davacının kendi istek ve iradesiyle evi terk ettiğini, ziynetleri alıkoymadığını, ziynetlerin bir kısmının davacının sağlık giderleri için harcandığını bir kısmının ise davacı yedinde bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Davalı …; yurt dışında çalıştığını, Türkiye’de kaldığı süre içerisinde hazır parayı harcamaya başladıklarını, çocukları olmadığı için sık sık doktora gittiklerini, davacının akrabalarına ihtiyaçları olduğu için para verdiğini hediyeler aldığını, hazırda olan paraları bitince ziynetleri bozdurup harcamaya başladıklarını, kalan iki yada üç altını da davacının beraberinde götürdüğünü savunmuştur.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü İle, 8 adet büyük altın (bedeli 13.040,00 TL), hediyelik altınları ile birlikte 1 adet yaprak kelepçeli bileklik ( bedeli 2.060,00 TL), hediyelik altınları ile birlikte 1 çift küpe (bedeli 482,00 TL), 2 adet yüzük ( bedeli 440,00 TL), 9 adet 22 ayar bilezik (bedeli 25,110,00 TL) olmak üzere ziynetlerin aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmamasi halinde bedelleri 41.132,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm davalılardan … tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; ziynet eşyalarının iadesi, bunun mümkün olmaması halinde bedelinin tahsili istemine ilişkindir
Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü, hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden kimseye düşer. Hayatın olağan akışına göre olağan olan, ziynet eşyasının kadının üzerinde olması ya da evde saklanmasıdır. Ziynet eşyalarının, davalı tarafın zilyetlik ve korunmasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz.
Diğer taraftan, ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi, evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak, normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda, ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, ya da evde kaldığını kadının ispatlaması gerekir.
Kural olarak, evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun kadına bağışlanmış sayılır. Dava konusu kadına ait altınlar koca tarafından bozdurulup değişik amaçlarla kullanmış olabilir. Çeşitli sebeplerle (evin ihtiyaçları, düğün borçları, balayı, kişisel harcamalar vs.) koca tarafından bozdurulan bu altınların karşılığının hibe edilmediği müddetçe kadına iadesi zorunludur. Ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile ziynet eşyalarının bozdurulup ev ihtiyaçları için harcandığının davalı yanca kanıtlanması halinde koca ziynet eşyalarını iadeden kurtulur.
Somut olayda; davacı dava konusu ziynetlerin kayınpederi olan davalı … tarafından alıkonulduğunu iddia etmiş, davalı kayınpeder … ise savunmasında, ziynetlerin davacı ile davalı tarafından bir kısmının birlikte harcandığını, kalan kısmında davacıda olduğunu beyan etmiştir. Davalı eski eş … de, ziynetlerin büyük kısmının davacının doktor masrafları, yol masrafları aile ziyareti, akraba ziyareti, alış veriş akrabalarına hediye alınması gibi sebeplerle davacı ile birlikte bozdurup harcandığını beyan ederek, ziynetlerin bozdurulup harcandığını kabul etmiştir.
Bu itibarla; davalı … ‘nin beyanları ile bunu destekler mahiyette tanık beyanları da nazara alınarak davalılardan … yönünden ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, adı geçen diğer davalı eş ile birlikte sorumlu tutularak, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı … yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalı …’ye iadesine, 6100 sayılı HMK’nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.