Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/1251 E. 2018/11760 K. 20.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/1251
KARAR NO : 2018/11760
KARAR TARİHİ : 20.11.2018

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, davalının sahibi olduğu taşınmazı şifai olarak kendisine 20.000TL bedelle sattığını ve bedeli banka aracılığıyla davalıya ödediğini, davalının taşınmazı daha sonra üçüncü kişilere satması üzerine ödenen bedelin iadesi için davalıya ihtarname gönderildiğini; buna rağmen, davalının parayı iade etmemesi üzerine icra takibi başlatıldığını ve davalının borca itirazı neticesinde icra takibinin durdurulduğunu belirterek; itirazın iptali ile alacağın %40 ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davacıya borcu olmadığını, böyle bir taşınmaz satışı vaadinin bulunmadığını, davacının kendisine olan borcuna yönelik olarak bu ödemeyi yaptığını, ödenen paranın komşu parsellerin satışına ilişkin aracılık hizmetinden kaynaklandığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; taraflar arasında gayrımenkul satışı nedeniyle davacının davalıya 20.000TL gönderdiği ve ihtarnameye rağmen davalının satış bedelini iade etmediği davalının yaptığı itirazın borçtan kurtulmaya yönelik olduğu belirtilerek, davanın kabulü ile itirazın iptaline ve %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Hükmü davalı taraf temyiz etmektedir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) İtirazın iptâli davalarında İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için diğer yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın çözümü kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir .
Somut olayda; davalı borçlu açısından alacak likit değildir ve yargılamayı gerektirmektedir. Bu nedenle de İİK ‘nın 67. Maddesinde düzenlenen icra inkar tazminatı ödenmesine ilişkin koşullar oluşmamıştır.
Anılan nedenlerle, icra inkar tazminatı ödenmesine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK’nun 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle, sair temyiz itirazlarının reddine; ikinci bentte açıklanan nedenlerle, hüküm fıkrasının 2. bendinde yer alan ” Asıl alacak 20.000 TL’nin %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine ” ifadelerinin çıkarılmasına, yerine “Davalı yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine” ifadesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.