Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/1234 E. 2018/11631 K. 15.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/1234
KARAR NO : 2018/11631
KARAR TARİHİ : 15.11.2018

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; maliki olduğu taşınmazı davalının borcu için alacaklı …’a ipotek verdiğini, …’ın bu alacağı daha sonra … A.Ş’ye temlik ettiğini ve yapılan icra takibinde taşınmazın satıldığını, bu taşınmazı … A.Ş’nin alacağına mahsuben 23.000,00 TL’ye aldığını, bundan 5 ay kadar sonra … isimli kişiye pazarlık usulü 50.000,00 TL bedelle sattığını, dolayısıyla taşınmazın icra tarafından ucuza satıldığını, gerçek değerinin 50.000,00 TL olduğunu belirterek, 50,000,00 TL’nin veya keşifte belirlenecek bedelin satış veya fiyatın belirlendiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; davacı tarafından verilen ipoteğin … ve … isimli şahıslar için kullanılan krediden dolayı davacının muvafakatı ile verildiğini, davacı ve bu şahısların kendisinden kredi kullanmasını ve davacı adına kayıtlı bu taşınmazı ipotek vereceklerini söylediklerini, bu şekilde bankadan kredi kullanıldığını, kredinin parasını Murat ve …’in aldığını, ayrıca gayrimenkül ile ilgili icra ve satış işlemleri yapılırken de bu durumdan davacının bilgisi olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davacının taşınmazın satış bedelini davalıdan talep edebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 23.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davalı tarafın tüm, davacı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Dava, davalının borcu nedeniyle ipotek konulan taşınmaz üzerindeki ipoteğin paraya çevrilmesi nedeniyle sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının geçerli(haklı) bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalması (zenginleşmesi) demektir. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için, borçlunun mal varlığından bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır.
Somut olayda; ipotek verdiği taşınmaz icra marifetiyle satıldığına göre; davacı taşınmazın ihale tarihi itibariyle gerçek değerini sebepsiz zenginleşme kurallarına göre davalı taraftan talep edebilecektir.
Davacının gerçek zararı, ipotek verdiği taşınmazın ihale tarihi itibariyle gerçek değeridir. O halde Mahkemece; öncelikle dosyanın konusunda uzman bilirkişiye verilmesi, bilirkişiden ihale tarihi itibariyle gerçek zararın belirlenmesi konusunda taraf ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle davalı tarafın tüm, davacı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.