Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/12294 E. 2018/12423 K. 05.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/12294
KARAR NO : 2018/12423
KARAR TARİHİ : 05.12.2018

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu tescil ve …… davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, tescil talebinin reddi …… talebinin kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı …… tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, ……… Caddesinde bulunan dava konusu taşınmazın tapuya kayıtlı olmadığını, taşınmazın … tarafından …… PETEK’e ihale yoluyla satıldığını, daha sonra harici satım sözleşmesi ile bu yerin önce …… AYGÜN’e, …… AYGÜN tarafından …… YALÇIN’a, en son olarak …… YALÇIN tarafından kendisine satıldığını, söz konusu yere bir fiil zilyet olduğunu, satış ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşulları oluştuğundan dava konusu taşınmazın adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …… ……si, dava konusu taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, bu nedenle MK nun 715. maddesi uyarınca zilyetlik nedeniyle kazandırıcı zamanaşımına tabi olmasının mümkün olmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı …… ise, zamanaşımı itirazı ile birlikte satın aldığına dair bir delil olmadığını, davacının talebini ancak satın aldığı kişi olan ……’dan talep edebileceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı …… tarafından temyiz edilmiştir.
Anılan karar 16.Hukuk Dairesi’nin 2014/18631 Esas, 2014/14485 Karar sayılı, 04.12.2014 tarihli kararı ile “ Mahkemece, davacı tarafından hem tescil hem de sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre …… talep edilmesinin çelişkili olduğu kabul edilmek sureti ile …… talebinin reddine karar verilmiş ise de mahkemenin kabulü dosya kapsamına uygun değildir. Davacı aynı anda tescil ve …… talebinde bulunmamış; çekişmeli taşınmazı davalı ……den satın aldığını iddia ettiğinden, tescil talebinin kabul olunmaması halinde davalı ……ye ödediğini iddia ettiği taşınmaz bedelinin sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince …… olarak iadesini talep etmiştir. Bu şekilde ileri sürülen seçimlik talebin birbiri ile çeliştiğinden söz edilemez. Hal böyle olunca mahkemece …… talebi yönünden de işin esasına girilerek, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda bildirecekleri deliller toplanıp sonucuna göre karar verilmelidir. Kabule göre de; tescil davası yönünden …… lehine, sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davası yönünden ise davalı …… lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi de doğru olmamıştır. ” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verildikten sonra verilen 17.11.2016 tarihli son kararında; davacının davalı … karşı açmış olduğu tescil talebinin reddine, davacının …… talebinin kabulü ile; 9.739,00.TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … …… Başkanlığından alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı …… tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, satım sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir.
Somut olayda; ……’ye ait taşınmazın davalı …… tarafından dava dışı 3.kişilere ihale yoluyla, 3.kişilerce de adi yazılı sözleşme ile davacıya satıldığı hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince davacının taşınmaz bedelini davalı ……’den talep edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Sebepsiz zenginleşme, haklı bir sebep olmaksızın bir başkasının malvarlığından ya da emeğinden yararlanma olarak tanımlanır. Sebepsiz zenginleşme için, bir taraf zenginleşirken diğer tarafın fakirleşmesi, zenginleşme ile fakirleşme arasında nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir.
Sebepsiz zenginleşme kurumunun temel özelliklerinden biri “şahsilik” prensibidir. Bu ilke gereğince kime karşı ödeme yapılmış ise sadece o kişiden talepte bulunulmalıdır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacı ile davalı …… arasında bir sözleşme olmadığı anlaşılmaktadır. Bu halde, mahkemece davalı …… yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması doğru görülmemiş bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’un 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’un 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 05.12.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.