Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/12229 E. 2018/10406 K. 23.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/12229
KARAR NO : 2018/10406
KARAR TARİHİ : 23.10.2018

MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki kişisel eşyanın iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hüküm, davalılar vekili tarafından duruşma istemli, davacı vekili tarafından duruşmasız olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 23/10/2018 tarihinde davalılar vekili Av. … ile davacı vekili Av. … geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00’e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; müşterek evden eşi olan davalı … tarafından kovulduğunu, düğünde takılan ziynet eşyalarının davalı …’nin anne ve babası olan diğer davalıların evindeki kasada bulunduğunu, davalıların davacıya ait ziynet eşyalarını halen iade etmediklerini ileri sürerek; fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, 1 adet trabzon set, 1 adet su yolu set, 3 adet bilezik, 1 adet alyans, 1 adet tektaş pırlanta yüzük, 1 adet beş taşlı altın yüzük, 1 tane 22 ayar siyah kordonlu parmak izi kolye, 2 tane inci kolye, 3 adet 14 ayar kolye, 1 adet beyaz altın küpenin aynen iadesini, olmadığı takdirde 10.000 TL ziynet bedelinin yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş; 30/06/2015 tarihli ıslah dilekçesi ile bedel yönünden talebini 49.712 TL’ye yükseltmiştir.Davalılar; dava dilekçesinde belirtilen ziynet eşyalarının takılmadığını, davacının ziynet eşyalarını hiçbir zaman davalılardan … ve …’ın evine getirmediğini, müşterek evden davalı …’nin evde bulunmadığı sırada ailesinin yardımı ile ayrılan davacının ziynet eşyalarını yanında götürdüğünü savunarak, davanın reddini istemişlerdir.Mahkemece; davanın kısmen kabulüne dair verilen hüküm, tarafların temyizi üzerine Dairemizin 27/09/2016 tarihli ve 2015/17420 Esas 2016/11286 Karar sayılı ilamıyla “kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişki bulunduğu” gerekçesiyle bozulmuştur.Bozma ilamına uyan mahkemece; dava konusu edilen ziynet eşyalarının düğünden sonra davalı tarafından davacıdan alındığı annesi olan davalının …’ın kasasına konulduğu ve davacı tarafa iade edilmediği, davalı tarafın ziynet eşyalarının davacı tarafından götürüldüğü iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre; davacı tarafın tüm, davalı tarafın ise sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2) Uyuşmazlık, davalılarda kaldığı ileri sürülen ziynet eşyalarının iadesi istemine ilişkindir.
Türk Medeni Kanunu’nun 6 ncı maddesi hükmü uyarınca, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir.Davacı kadın, dava konusu edilen ziynet eşyalarının kaynanası ve kayınbabası olan davalıların evindeki kasada bulunduğunu ileri sürmüş, davalılar ise ziynet eşyalarının davacı tarafından götürüldüğünü savunmuştur.
Somut olayda; dinlenilen davacı tanıkları, ziynet eşyalarından alyans, tektaş yüzük ve beştaş yüzüğün davacı ile davalı …’nin ortak konutunda bulunduğunu beyan etmişlerdir. Buna göre, davacı, bu ziynet eşyalarının davalı … tarafından alınarak kaynanası ve kayınbabası olan diğer davalıların evindeki kasada muhafaza edildiği yönündeki iddiasını ispat edememiştir. Hal böyle ounca, mahkemece; alyans, tektaş yüzük ve beştaş yüzükten ibaret olan ziynet eşyaları yönünden ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, tanık beyanlarının yanılgılı değerlendirilmesi sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı tarafın tüm, davalı tarafın ise sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’nun 428 inci maddesi gereğince davalı taraf yararına BOZULMASINA, 1.630 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacı taraftan alınıp davalı tarafa verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalı tarafa iadesine, 6100 sayılı HMK’nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/10/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.