Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/12094 E. 2019/562 K. 24.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/12094
KARAR NO : 2019/562
KARAR TARİHİ : 24.01.2019

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; … İli … İlçesi … Mahallesi 133 ada 26 parsel ve 134 ada 2 parsel sayılı taşınmazları 1977 yılında … Köyü tüzel kişiliğinden, köyün içme suyu sorunun çözülmesinde maddi kaynak yaratmak amacıyla ihaleye çıkarılması sonucu o zaman ki bedel ile 111.000 TL’ye satın aldığını; bu yerlerin mera olduğuna dair ihalede hiç bir şerh ve tedbirin bulunmadığını, dava konusu yerleri ihale tarihten itibaren tarım alanı olarak kullandığını, taşınmazlara 400 adet incir fidanı dikerek ihya ettiğini; … Kadastro Müdürlüğünün 18.05.2007 tarihli kararı ile taşınmazların mera olarak sınırlandırıldığını, … Valiliği İl Tarım Müdürlüğünün 10/02/2009 tarihli yazısı ile de söz konusu taşınmazların … Köyü tüzel kişiliğine tahsis edildiğini; bu kararın iptali istemi ile … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne 30/03/2009 tarihinde dava açtığını, davaya konu taşınmazların bulunduğu … Köyüne ait … Deresi Mevkii 148 nolu tahrir kaydında davaya konu yerlerin mera olarak gösterilen yerin içerisinde kaldığı gerekçesiyle davanın reddedildiğini ve kararın Yargıtayca onandığını, karar düzeltme talebinin de 02.04.2015 tarihinde reddedildiğini belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, söz konusu taşınmazların mera vasfı ile hazineye ait olduğundan sebepsiz zenginleşme nedeni ile, şimdilik 10.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline; ayrıca, dikmiş olduğu ağaçların ürün verme ömürlerinin sonuna kadar ileride alamayacağı semereler için, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, şimdilik 1.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar; davanın öncelikle süre ve husumet yönünden, kabul görmemesi durumunda esas yönünden reddine karar verilmesini istemişlerdir.
Mahkemece; davacının dayandığı hakkın hukuken korunabilir bir menfaate dayanmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekillerince temyiz edilmiştir.
Dava, harici taşınmaz satış sözleşmesine dayalı alacağın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tahsiline ilişkindir.
Tapulu taşınmazların satışına ilişkin sözleşme, resmi şekilde yapılmadığı için, TMK’nın 706, TBK’nın 237. (BK.’nın 213), Tapu Kanununun 26. ve Noterlik Kanununun 60. maddeleri uyarınca hukuken geçersizdir. Geçersiz sözleşmeler taraflarına geçerli sözleşmelerde olduğu gibi hak ve borç doğurmaz. Taraflar verdiklerini sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri isteyebilirler.
Somut olayda; … Kadasto Müdürlüğünün 18.05.2007 tarih ve 2007/12 sayılı mera sınırlandırma kararında; taşınmazların köyün su ihtiyacını karşılamak maksadıyla köy muhtarlığınca davacı …’e satıldığı ve şu anda davacının kullanımında bulunduğunun belirtildiği ve mera komisyon kararının iptali davasında fen ve ziraat mühendisi bilirkişinin hazırladıkları 01.11.2011 tarihli bilirkişi raporunda da; dava konusu taşınmazların dikili tarım arazisi olup içerisinde verimli 10-25 yaşlarında incir ve armut ağaçlarının bulunduğunun tespit edilmesi karşısında; dava konusu taşınmazların mera olarak sınırlandırıldığı 18/05/2007 tarihinden önce davacı tarafından satın alındığı sabittir.
O halde; taraflar arasında yapılan geçersiz taşınmaz satış sözleşmesi nedeniyle davacı tarafından … Köyü Köy tüzel kişiliğine ödeme yapıldığı anlaşıldığından; geçersiz sözleşmelerde, herkesin, aldığını iade etmekle yükümlü olduğu nazara alındığında, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre taşınmaz için ödediği bedelin güncel değerinin köy tüzel kişiliğinden, muhdesat bedelini de hazineden talep edebileceğinden bu doğrultuda inceleme yapılması gerekirken; aksi düşüncelerle davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıdaaçıklanan nedenlerle hükmün HUMK’nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 24.01.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.