Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/11594 E. 2018/12422 K. 05.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/11594
KARAR NO : 2018/12422
KARAR TARİHİ : 05.12.2018

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki …… davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hüküm, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine,temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, davalı tarafından …… 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2008/447 Esas ve 2010/18 Karar tarihli kararına dayanılarak görev karşılığı olmayan günlük 150 ……nin Türk Lirası karşılığı hesaplanmak sureti ile icra takibi başlatıldığını, icra takibine konu alacak miktarının davalı tarafından hesaplandığını, fakat bu hesaplamanın yerinde olmadığını, takibin kesinleşmesi üzerine icra dosyasına 12.221.47 TL ödendiğini, asılsız iddia ve hesaplamalarına dayanılarak ödenen kısmın ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesini talep etmiştir.
Davalı, dayanak kararın kesinleştiğini, 1 ……nin …… 2010 yılı verilerine göre belirlenmek sureti ile 150 …… olan alacağın hesaplandığını ileri sürerek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacının davasının kısmen kabulüne, 12.078,87 TL alacağın ödeme tarihi olan 24/08/2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Davacının temyiz itirazları bakımından;
5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK’un 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2016 tarihinden itibaren 2.190 TL’ ye çıkarılmıştır. Davacı için hükümde reddedilen miktar 142,60 TL olup hüküm, karar tarihi itibariyle davacı yönünden kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kurulu uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebilir. Açıklanan nedenlerle davacının temyiz isteminin REDDİNE,
2- Davalının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Somut olayda, icra takibine konu alacağın dayanağı olan …… 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/18 Karar sayılı kararının kesinleştiği hususunda bir tereddüt bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, dayanak kararda davalı lehine hükmedilen günlük 150 ……nin Türk Lirası karşılığının hesaplanarak davacının davalıya fazla ödeme yapıp yapmadığının belirlenmesi, varsa fazla ödemenin iadesine ilişkindir.
HMK 266.maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir.
HMK’nın 281.maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.
Bilirkişi raporunda, dayanak kararın kesinleştiği, 150 ……nin dava tarihi olan 2006 itibari ile 1,55 TL olduğu, buna göre talep edilen 92 gün için 142,60 TL hesaplandığı belirtilmiş, mahkemece rapor esas alınarak karar verilmiştir. Ne var ki, raporda 150 ……nin hangi yöntem ve kriterler esas alınarak hesaplandığı belirsizdir. O halde mahkemece, dava dosyasının önceki bilirkişi dışında, konusunda uzman ve ehil olan bilirkişiye tevdi ile davalının davacı taraftan isteyebileceği bedel hakkında tereddütte yer vermeyecek şekilde, ayrıntılı, açıklayıcı, hüküm kurmaya elverişli,taraf ve Yargıtay denetimine uygun, davalı tarafın bilirkişi raporuna yaptığı itirazların da değerlendirildiği bir rapor aldırılarak, varılacak sonuç dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken, bu husus göz ardı edilerek, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlere hükmün HUMK’un 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’ un 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 05.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.