Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/11375 E. 2017/7115 K. 11.05.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/11375
KARAR NO : 2017/7115
KARAR TARİHİ : 11.05.2017

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kiracılık sıfatının tespiti davası sonucu mahkemece verilen hükmün Yargıtay 6. Hukuk Dairesince bozulması üzerine, verilen direnme kararına ilişkin dava dosyası 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 45. maddesi ile 6100 sayılı HMK’na eklenen geçici 4/1. maddesi uyarınca Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından Dairemize gönderilmiş olmakla, dosyadaki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili ; müvekkili ile davalı Okul Aile Birliği arasında 27/04/2011 tarihinde Naci Şensoy Anadolu Lisesi’ne tahsis edilmiş olan taşınmaz mal üzerindeki yaklaşık 1800 m² ‘lik halı sahanın işletme hakkını konu alan kira sözleşmesi yapıldığını, sözleşmenin süresinin 1 yıl olduğunu ve 5 yıl süre ile uzatılabileceğinin kararlaştırıldığını, müvekkilinin 2886 sayılı Yasanın 75. maddesi uygulaması sonucunda haksız tahliye tehdidi altında bulunduğunu, halı sahada musakkaf yapılar mevcut olup 6570 sayılı yasaya tabi kiraya konu yerin sözleşmedeki süresinin bitmesi nedeniyle tahliyesinin istenemeyeceğini beyanla müvekkilinin kiracılık sıfatının devam ettiğinin tespitine ,muarazanın giderilmesine ve elatmanın önlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davanın kabulü ile ile dava tarihi itibari ile 27/04/2011 tarihli kira sözleşmesinin sona ermediğinin ve taraflar arasında devam ettiğinin tespitine, tahliyeyi sağlamaya yönelik davalıların müdahalesinin menine, bu konudaki muarazaya son verilmesine karar verilmiş, hükmün davalı Milli Eğitim Bakanlığı tarafından temyizi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 19/11/2013 tarih 2013/3849 E-15505 K sayılı ilamı ile; ” Kiralanan, niteliği itibariyle Türk Borçlar Kanunu’nun adi kira hükümlerine tabi olup 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 327. (mülga 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 263. ) maddesi

./..

-2-

gereğince sözleşmede açık ya da örtülü biçimde bir süre belirlenmiş ise, kira sözleşmesi bu sürenin sonunda kendiliğinden sona erecektir. Davalı okul aile birliği de, yönetmelik hükmüne dayanarak yasal dava açma süresi içinde tebliğ ettirdiği ihtarname ile kira süresinin sonu olan 27.04.2012 tarihi itibariyle sözleşmeyi sonlandırdığını bildirmiştir. Her ne kadar sözü edilen yönetmelik gereği okul aile birliğinin tüzel kişiliği bulunmasa da, kira sözleşmesini kiraya veren sıfatı ile imzaladığı gibi, ihtarnameyi de temsilcisi olan Milli Eğitim Bakanlığı adına keşide ettiğinin kabulü gerekir. Dolayısıyla sözleşmenin feshini bildirir ihtarname hukuki sonuç doğurucu nitelikte olup, kira sözleşmesinin sonu olan 27.04.2012 tarihi itibariyle akit sona erdiğinden bu tarihten sonrası için davacının kiralananda kiracılık sıfatı kalmamıştır. Bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiği” gerekçesi ile bozma kararı verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamı sonrasında yapılan yargılama neticesinde ; Okul Aile Birliği’nin hükmi şahsiyeti olmasa da nevi şahsına mahsus olarak taraf sıfatını taşıyabileceği ve ihtarname gönderebileceğinin değerlendirildiği ancak bu kez de Okul Aile Birliği taraf ehliyetine sahip ise de ihtarnamenin her iki kiralayan tarafından keşide edilmediği ve ibraz edilip değerlendirilen delillere göre 27.04.2011 tarihli 1 yıl süreli kira sözleşmesinin kira süresi sonunda uzatılmayacağına dair ihtarnamenin süre bittikten sonra davacıya tebliğ edildiğinden , tebliğ tarihi itibariyle kira sözleşmesinin 1 yıl süre ile uzamış olduğundan bahisle bozma ilamına karşı önceki hükümde direnilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir.
02.12.2016 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı kanunun 43.maddesi ile değişik 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373. maddesinin 5. fıkrasında yer alan ‘’İlk Derece Mahkemesi veya Bölge Adliye Mahkemesi kararında direnirse,bu kararın temyiz edilmesi durumunda inceleme, kararına direnilen Dairece yapılır. Direnme kararı öncelikle incelenir. Daire, direnme kararını yerinde görürse kararını düzeltir; görmezse dosyayı Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderir” hükmünü içermektedir.
Aynı Yasanın 45. maddesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunununa eklenen geçici 4. maddesinin ikinci fıkrasında “Bu maddeyi ihdas eden Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Yargıtay Hukuk Genel Kurulunda bulunan dosyalar, kararına direnilen daireye gönderilir.4. fıkrasında ise “ Daire, mümkün olan en kısa sürede direnme kararını inceler ve yerinde görürse kararını düzeltir; görmezse dosyayı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’na gönderir.” hükmü getirilmiştir.
Anılan Yasa maddeleri gereğince, yerel mahkemece verilen direnme kararına yönelik olarak yeniden inceleme yapılması neticesinde; her ne kadar ihtarnamenin kira süresi bittikten sonra davacıya tebliğ edildiğinden tebliğ tarihi itibariyle kira sözleşmesinin 1 yıl uzamış olduğundan bahisle direnme kararı verilmişse de, bozma öncesinde verilen gerekçeli kararda fesih ihtarnamesinin süresinde tebliğ edilmediğinden bahsedilmediği, bu kez direnilen kararda ihtarname konusunda değerlendirme yapıldığı, şu durumda mahkemenin vermiş olduğu bu son kararın , farklı bir gerekçe belirtildiğinden yeni hüküm niteliğinde bulunduğu, yeni hüküm verilmesi halinde Dairemizce inceleme yapılması gerektiği anlaşılmakla; davalı tarafça yapılan temyiz itirazının incelenmesine geçildi;
Taraflar arasında, yenileme suretiyle düzenlenen, 27/04/2011 başlangıç tarihli kira sözleşmesinden önce kiralananın, 26/04/2005 tarihinde 2886 S.K uyarınca yapılan ihale ile davacıya kiraya verildiği anlaşılmaktadır. Taraflar arasında yenilenen 27/04/2011 tarihli kira sözleşmesi 1 yıl süreli olarak belirlendiğinden, TBK’nun 327. maddesi gereğince sözleşme sürenin sonunda kendiliğinden sona ermiştir. Konut ve çatılı işyeri niteliğinde olmayan Borçlar Kanunu’nun genel hükümlerine tabi olan kiralanan yerler için sözleşmeyi uzatma iradesi ihtiyari olup bu hususta herhangi bir zorunluluk bulunmamaktadır. Bu itibarla yenilenen kira sözleşmesinde belirlenen 1 yıllık sürenin bitiminden önce 29/03/2012 tarihinde keşide edilip 15/05/2012 tarihinde tebliğ edilen ihtarname ile kiraya veren davalı tarafından, sözleşmenin yenilenmeyeceğinin TBK’nun 353. maddesi gereğince davanın açılması için öngörülen 1 aylık sürede tebliğ edilen ihtarname ile davacı kiracıya yazılı olarak bildirimde bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının kiralananda kiracılık sıfatının kalmadığı bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.