Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/1085 E. 2018/11995 K. 22.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/1085
KARAR NO : 2018/11995
KARAR TARİHİ : 22.11.2018

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili dilekçesinde; davacı …İnş.Ltd.Şti. aleyhine … 2.İcra Müdürlüğünün 2011/10909 E. sayılı dosyasından davalı kuruma haciz kesintisi yapılmasına dair yazı geldiğini, davalı kurumun haksız olarak davacıların adi ortaklığına ait olan istihkaklarından toplamda 104.905,383 TL kesinti yaparak bu icra dosyasına parayı ödediğini, yapılan kesintinin adi ortaklığa ait olduğunu belirterek, 104.905,83 TL’nin ödeme tarihinden itibaren ticari faizi ile tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı; kurum nezdindeki hak edişten yapılan kesinti ile bu dosya borcunun kapandığını, davalının zenginleşmesinin söz konusu olmadığını, davanın sebepsiz zenginleşen …İnş.Ltd.Şti.’ne veya İİK.96 vd.maddeleri uyarınca icra dosyası alacaklısına yöneltilmesi gerektiğini, davacıların kötü niyetle hareket ederek …İnş.Ltd.Şti.’nin icra dosya borcu ödenmesinin yanı sıra adi ortaklığın malvarlığındaki azalmanın telafisinin amaçlandığını ileri sürerek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; adi ortaklığın alacağından ortak …İnş.Ltd.Şti.’nin borcunun ödendiği bu nedenle …İnş.Ltd.Şti.’nin hak kaybının olmadığı, …İnş.Ltd.Şti.’nin şahsi borcundan dolayı diğer ortak … alacağını alamadığı, ortak Mehmet Sabri’nin adi ortaklık hissesi oranın %20 olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davacı …Şti. yönünden davanın reddine, 17.000,00 TL.nin 25/10/2011 tarihinden, 3.981,166 TL.nin ise 04/07/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı Mehmet Sabri Gündoğdu’ya ödenmesine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının temyiz itirazları yerinde değildir.
2-) Davacıların temyiz itirazlarının incelenmesinde;
6098 sayılı TBK’nın 638. maddesi (818 sayılı mülga BK.’nun 534. maddesi) hükmüne göre; adi ortaklığın iktisap ettiği veya şirkete devredilen şeyler, alacaklar, mallar, haklar, ayni haklar şirket sözleşmesinde kabul edilen kurallara uygun olarak şirketin müşterek malı olur. Ortaklık sözleşmesinde aksine bir hüküm bulunmadıkça, bir ortağın alacaklıları, haklarını ancak o ortağın tasfiyedeki payı üzerinde kullanabilirler.
Yine TBK’nın 622 ve 623. maddesinde (818 sayılı mülga BK.’un 522. ve 523. maddesinde) ortakların ortaklığa ait bütün kazançları aralarında taksim etmekle yükümlü oldukları, aksine bir anlaşma olmadıkça her ortağın, kâr ve zarardan hissesinin eşit olacağı belirtilmiştir.
Buna göre, adi ortaklıkta, ortağın kişisel alacaklıları borçlu ortağın şirketteki kâr payını veya adi ortaklığın tasfiye edilmesi halinde borçluya isabet edecek tasfiye payını haczettirebilir. Ayrıca adi ortaklığın tasfiye edilmesi halinde borçluya isabet edecek tasfiye payının da haczi mümkün bulunmaktadır. Bir diğer anlatımla, bir ortağın alacaklıları haklarını ancak o şerikin tasfiyedeki payı üzerinde kullanabilirler, ancak şirket sözleşmesinde bu kuralın aksi de kararlaştırılabilir. Ne var ki, henüz adi ortaklığa ait kazancın ortaklar arasında taksim edilmediği veya ortaklığın tasfiyesi halinde borçlu ortağa isabet edecek tasfiye payının belirlenmediği bir aşamada, adi ortaklığın yaptığı işin karşılığında üçüncü kişiden alacağının haczi mümkün değildir.
Diğer taraftan borçlunun üçüncü kişilerdeki mal, alacak ve diğer haklarının haczi İİK’nun 89. maddesi çerçevesinde mümkün kılınmıştır. Bu hükümle, üçüncü kişiye haciz ihbarnamesi tebliğ edilmek suretiyle söz konusu mal, alacak ve hakların haczine imkân tanınmış, tebliğ edilen haciz ihbarnamelerine üçüncü kişinin itiraz yolu açık tutulmuştur. Kendisine birinci haciz ihbarnamesi gönderilen kimsenin, bu haciz ihbarnamesine itiraz etmemesi halinde, mal yedinde ve borç zimmetinde sayılır. Üçüncü kişinin ihbarnameye süresi içinde itiraz etmesi halinde, usulüne uygun bir haczin varlığından bahsedilemez.
O halde mahkemece; İİK`nun 89. maddesindeki koşulları taşımayan haciz yazısı ile anılan maddedeki sonuçların doğmayacağı ve borç üçüncü kişinin zimmetinde sayılamayacağından, haciz baskısı altında olmayan davalının, adi ortaklığa ait alacağı İcra Müdürlüğüne ödeme mükellefiyeti bulunmadığı gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının reddine, ikinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.