Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/1072 E. 2018/11738 K. 19.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/1072
KARAR NO : 2018/11738
KARAR TARİHİ : 19.11.2018

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; davalı mülkiyetindeki aracın bakım ve tamir işlerini yaptığını, hizmet bedeli karşılığı olarak toplamı 3.100,00 TL olan üç adet fatura tahakkuk ettiğini, davalının ödemeyi EFT yoluyla yaptığına dair banka dekontu vererek arcını teslim aldığını ancak, davalının aracını teslim aldıktan hemen sonra verdiği EFT talimatını iptal ettirerek bedelin tahsiline engel olduğunu, davalı aleyhinde icra takibi başlattığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, itirazının iptali ile, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı; dava konusu aracın bakım ücretini EFT ile ödemek istediğini, ancak EFT’nin hesaba geçmemesi üzerine davacı şirket çalışanının beyanı ile hizmet bedelini nakit ödeyerek aracı teslim aldığını, davacının iddia ettiği gibi EFT talimatının geri alınmasının söz konusu olmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın kabulü ile, Mustafakemalpaşa İcra Müdürlüğü’nün 2013/2001 Esas sayılı takip dosyasındaki davalının vaki itirazının iptali ile takibin devamına, davalının tamamen soyut ve dayanaksız itirazda bulunduğu, kötü niyetli olduğu gerekçesiyle, asıl alacağın % 20’si oranında kötü niyet tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, TBK’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesine dayalı araç tamir ve bakım bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda işin yapılıp teslim edildiğini ve iş bedeline hak kazanıldığını kanıtlama yükü yükleniciye, iş bedelinin ödendiğini ispat külfeti ise iş sahibine düşer.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava konusu faturaların kapalı fatura niteliğinde olup olmadığı ve bunun sonucu olarak davalının ödeme savunmasının kanıtlanıp kanıtlanamadığı noktasında toplanmaktadır.
Her ne kadar; Türk Ticaret Kanunu’nda ve Vergi Usul Kanunu’nda faturanın açık ya da kapalı düzenlenmesi ve bunun sonuçlarıyla ilgili herhangi bir düzenleme yapılmamış ise de; Ticari teamüllere göre, kapalı fatura teslim edilen mal veya hizmetin bedelinin peşin ödendiğine karinedir. Bu karine nedeniyle ispat yükü yer değiştirmiş olacağından, karinenin aksini yani faturanın kapalı olarak düzenlenmesine rağmen bedelinin ödenmediğini kanıtlama yükümlülüğü bunu ileri süren yükleniciye aittir.
Somut uyuşmazlıkta ; Dava konusu faturaların orta kısımlarında yüklenicinin imzası / kaşe ve imzası bulunduğu bu haliyle dava konusu faturaların kapalı fatura oldukları açıktır. Bu halde ödeme yapılmamasına rağmen faturanın kapalı olarak düzenlendiğini ispat yükümlülüğü davacı yüklenicidedir.
Mahkemece, davalı tarafından verilen EFT talimatının, EFT saatinin geçmesinden dolayı valörlü olarak 24/01/2013 tarihine bırakıldığı ancak hesapta yeterli bakiye bulunmaması nedeniyle işlemin gerçekleşmediği ve davalının eşi hesabından davacı firma hesabına herhangi bir nakit akışı olmadığı halde davacı firma yetkililerinin EFT talimatı nedeniyle bedeli nakden aldıkları düşüncesi ile kapalı fatura düzenlemiş oldukları gerekçesiyle, yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; yukarıda yapılan açıklamalar ışığında davalının, EFT yoluyla gönderilen paranın davacı hesabına geçmediğinin kendisine bildirilmesi üzerine, ödemeyi nakit yaptığı, faturanın bu nedenle kapalı fatura olarak düzenlendiği savunması ve davacının TTK’nın 18/2. maddesine göre basiretli bir tacir gibi davranma yükümü nedeniyle EFT işlemi sonrası ödemenin hesaba geçip geçmediğini kontrol etmesi ve buna göre işlem yapması gerektiğinin kabulünde zorunluluk bulunması karşısında, karinenin aksinin davacı tarafından kanıtlanamadığının kabulü gerekir.
Bu itibarla; kapalı faturanın ödeme teşkil ettiğine dair karinenin aksinin, davacı tarafça kanıtlanamamış olması nedeniyle mahkemece davanın reddine karar verilmesi yerine yanılgılı değerlendirme sonucu kabul kararı verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı taraf yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 19.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.