Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/10622 E. 2019/6954 K. 23.09.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/10622
KARAR NO : 2019/6954
KARAR TARİHİ : 23.09.2019

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi davacı vekili ile davalılardan … tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı , maliki olduğu taşınmazın 6 no’lu bağımsız bölümünü davalılardan …’e, 2 ve 3 no’lu bağımsız bölümlerini ise davalılardan … Eğitim Kur. Ltd. Şti.’ne kiraya verdiğini,davalıların kiralananları hasarlı bir şekilde erken tahliye ettiklerini, bunun üzerine Ayvalık Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/25 D.iş sayılı dosyası ile tespit yaptırdığını,tespit raporunda belirlenen zararın ve kira alacağının tahsili amacıyla davalılara karşı Ayvalık İcra Dairesi’nin 2014/1072 sayılı takip başlattığını,davalıların takibe itiraz ettiklerini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve lehlerine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar,davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece;davanın kısmen kabulüne,Ayvalık İcra Müdürlüğü’nün 2014/1072 Esas sayılı takip dosyasına yönelik davalıların yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 10.310,00 TL zarar bedeli, Ayvalık Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2013/25 D. iş sayılı dosyasından yapılmış olan 479,50 TL masraf bedelini takip tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine;fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş,hüküm davacı vekili ile davalılardan … tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı …’in tüm,davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Kiracı, sözleşme süresine veya fesih dönemine uymaksızın kiralananı erken tahliye ettiği durumda; kural olarak Türk Borçlar Kanununun 325. maddesine göre, anahtar teslim tarihine kadar kira bedelinden, anahtar teslim tarihinden itibaren ise kiralananın aynı şartlarda kiraya verilebileceği makul süre kira bedeli ile sorumludur. Bununla birlikte, TBK’nın 112. maddesi göndermesi ile aynı kanunun 52. maddesi uyarınca, kiraya verenin bu yerin yeniden
kiralanması konusunda gayret göstermesi, böylece zararın artmasını önlemesi için kendisine düşen ödevi yapması gerekir. Bu durumda kiraya verenin zararı, tahliye tarihinden kiralananın aynı koşullarla yeniden kiraya verilebileceği tarihe kadar boş kaldığı süreye ilişkin kira bedelinden ibarettir.
Somut olayda;davaya konu edilen 2 ve 3 no’lu bağımsız bölümlere ilişkin 25.01.2013 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile 6 no’lu bağımsız bölüme ilişkin akdedilen 25.02.2013 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin hususi şartlar kısmında yer alan 8. maddesinde ”Kiracı kiralananı boşaltmak istediği takdirde en az 1 ay evvelinden mal sahibine ulaşacak şekilde bildirmeyi taahhüt eder.” şeklinde ihbar koşuluna yer verilmiştir.Dosya kapsamından,davaya konu edilen taşınmazların sözleşme süresine uyulmaksızın erken tahliye edildiği anlaşılmaktadır.Dosya içerisindeki 21.12.2013 tarihli ”daire kontrol çizelgeleri” başlıklı belgede,2,3 ve 6 no’lu dairelere avukattan teslim alınan anahtar ile ilk kez girildiği yazılı olup bu belgenin kiraya veren davacı tarafından da imza altına alındığı anlaşılmaktadır.Hal böyle olunca,tahliye tarihinin bu tarih olarak kabulü gerekir.
Mahkemece,davacı kiraya verenin tespit dosyası ile belirlenen 10.310 TL’lik tadilat ve malzeme işçilik masraf talebi hüküm altına alınmış ise de,söz konusu taşınmazların erken tahliyesi nedeniyle davacı tarafça talep edilen kira tazminatının hatalı şekilde hüküm altına alınmadığı anlaşılmaktadır.
Bu itibarla mahkemece,davalıların tahliye tarihi olan 21.12.2013 tarihinden itibaren belirlenecek makul süre kira bedelinden sorumlu oldukları kabul edilerek makul süre kira bedelinin belirlenmesi noktasında, taşınmaz mahallinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle keşif yapılarak, dava konusu taşınmazın aynı şartlarda ( tahliye tarihi itibariyle) ne kadar sürede yeniden kiraya verilebileceği hususunda, Yargıtay,mahkeme ve taraf denetimine elverişli bilirkişi raporu alınmak ve taleple bağlılık ilkesi de gözetilmek suretiyle makul süre için kira tazminatının hesaplanması suretiyle sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken,eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı …’in tüm,davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 23.09.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.