Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/10621 E. 2019/6874 K. 19.09.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/10621
KARAR NO : 2019/6874
KARAR TARİHİ : 19.09.2019

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki kiracılık sıfatının tespiti davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; davalının Antalya Küçükçaltıcak günübirlik kullanım alanı ve … kullanım alanının işletilmesi amacıyla ihale açtığını, 21/09/2011 tarihinde yapılan ihale sonucunda işletme hakkının kendisi üzerinde kaldığını, 02/11/2011 tarihinde de Antalya … milli parkı …,… günübirlik kullanım alanı işletmeciliği sözleşmesinin imzalandığını, yer tesliminin yapılmasından sonra söz konusu alanın içinde bulunan gelir getirici yapıların işyeri açma ve çalıştırma ruhsatını almak üzere Konyaaltı Belediyesine müracaat edilmiş olmasına rağmen işyeri açma ve çalışma ruhsatı verilmediğini, 19/09/2013 tarihinde idareye başvurarak durumu bildirdiğinde idarenin sözleşmeye aykırı hareket edildiği iddiası ile sözleşmenin 102. Maddesine dayanarak sözleşmeyi fesh ettiklerini bildirdiklerini, imar kanunu, işyeri açma ve çalışma ruhsatı ile ilgili mevzuat ve uygulamalar gözönünde bulundurulduğunda dava konusu idari işlemin konu yönünden sakat olduğunun kabulünü gerektirdiğini, öte yandan Beydağları sahil milli park sınırları dahilinde kabul edilen uzun devreli gelişme planına karşı açılan davalar nedeniyle planın yargılama konusu haline getirildiğini, bu sebeple tarafından sözleşmede öngörülen ve yapmakla mükellef olduğu koruma amaçlı imar planlarının mevcut durum itibariyle yapılmasına da olanak bulunmadığını, idarenin şartnamedeki koşulları sağlayamadığını bu sebeple tek taraflı sözleşmeyi fesh edemeyeceğini, davalının kamu gücüne dayalı olarak haksız fesih işleminin sonuçlarını gerçekleştirmeye ve her iki taşınmazdan da tahliye etmeye çalıştığını bu sebeplerle sözleşmenin haksız olarak fesh edildiğinin belirlenerek sözleşmenin devam ettiğinin tespitine ve çekişmenin giderilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı; davanın yetkili ve görevli mahkemede açılmadığını ayrıca sözleşmenin haklı nedenlerle feshedildiğini beyan ederek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, haklı fesih sözkonusu olduğundan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir.
1- ) 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 4/1-a maddesine göre “Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda” Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir.
Somut olayda uyuşmazlık, taraflar arasında imzalanan sözleşmesinin feshinin haksız olduğunun tespiti ile çekişmenin giderilmesi istemine ilişkindir. Dava, 09.02.2015 tarihinde 6100 sayılı HMK’ nun yürürlüğe girmesinden sonra açıldığına göre görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.
Hal böyle olunca, mahkemece; uyuşmazlığın çözümünde Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, görevsizlik nedeniyle HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, bu yön gözardı edilerek davanın esası hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.09.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.