Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/10578 E. 2018/12881 K. 18.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/10578
KARAR NO : 2018/12881
KARAR TARİHİ : 18.12.2018

MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki …… alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, ……lı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 18.12.2018 tarihli …… günü için yapılan tebligat üzerine; davalılar vekili Av…. geldi. Başka gelen olmadı. Açık ……ya başlandı ve hazır bulunan vekilin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00’e bırakılması uygun görül………den, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; tarafların 05.01.1998 tarihinde evlendiklerini, …… 10. Aile Mahkemesinin 2011/1499 Esas ve 2012/874 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, davacıya ………de takılan bütün …… eşyalarının ……… biter bitmez davalı kayınpeder ve kayınvalide tarafından davacı kadının üzerinden toplandığını, davacının bir daha …… eşyalarını hiç görmediğini ileri sürerek dava dilekçesinde belirtilen …… eşyaları ve nakit paranın aynen iadesini, mümkün olmazsa şimdilik 5.000 TL’nin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen ve müştereken tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar; davacı ve davalı eşinin ayrı müstaki evleri olduğunu, birlikte yaşamadıklarını, dava dilekçesinde belirtilenden daha az takı takıldığını, takıların davacıda olduğunu, davacının, davalı eşi işte iken haber vermeksizin şahsi eşyalarını da alarak müşterek konutu terk ettiğini, geriye kalan eşyaların ise boşanma davası sürerken tutanakla davacıya teslim edildiğini, davalı kayınpeder ve kayınvalide yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini savunarak davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece; davacı tanık beyanlarının davacının iddialarını ispata yeterli olmadığı, davacı tarafa yemin teklif etme hakkı hatırlatıldığı halde, yemin teklif etmeyeceğini bildirdiği, davacı kadının iddialarını ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan, ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimse iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir.
…… eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi, evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak, normal koşullarda …… eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda, …… eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, kadının ispatlaması gerekir. Bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz.
Diğer taraftan, ……… sırasında takılan …… eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Bu eşyaların iade edilmemek üzere kocaya verildiği, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup müşterek ihtiyaçlar için harcandığı hususu davalı tarafça kanıtlandığı takdirde, koca bunları iadeden kurtulur.
Somut olayda, davacı ………de takılan …… eşyalarını, ……… biter bitmez davalı kayınpeder ve kayınvalide tarafından üzerinden toplandığını, bu takıların davacıya bir daha hiç verilmediğini, davalılar tarafından kasaya konularak alıkonulduğunu iddia etmiştir.
Yargılama sırasında dinlenen davalı tanığı, …… Ercan; tarafların ……… törenlerine katıldığını, …… takıldığını, ne kadar olduğunu bilmediğini, daha sonra damat ile konuştuğunda ihtiyaçları olduğundan dolayı ……lerin bir kısmını harcadığını söylediğini, ancak ne kadar harcadığını bilmediğini beyan etmiştir.
Davalı …, 18.11.2014 tarihli ……ya bizzat katılarak, beyanlarında; dava konusu ……leri almadığını, ancak davacının bir kısmını evin ihtiyaçları için bozdurduğunu, bir kısmını da yine davacının kendi ailesi ve kardeşlerinin ihtiyaçları için bozdurduğunu, kesinlikle babasının ……leri alıp kasasına koymadığını ifade etmiştir.
Bu durumda mahkemece; davalı …’nın beyanları ve davalı tanığı …… Ercan’ın beyanları dikkate alınarak 6100 sayılı HMK’nın 31. maddesi gereğince hakimin davayı aydınlatma yükümlülüğü kapsamında, davalı tarafın isticvabı ile ……lerin ne kadarının bozdurulduğunun belirlenip yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda değerlendirme ve inceleme yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesisi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre, davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’nun 428 inci maddesi gereğince davacı taraf yararına BOZULMASINA, ikinci bendde açıklanan nedenle davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK’nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/12/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.