Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/10405 E. 2018/13201 K. 24.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/10405
KARAR NO : 2018/13201
KARAR TARİHİ : 24.12.2018

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki………lananın …… davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili; davalının………cı olarak bulunduğu dava konusu taşınmazın şirket ihtiyacı nedeniyle 07.10.2015 tarihinde iktisap edildiğini, ……, taşıma ve …………olduklarını ve ifa ile yükümlü oldukları birçok sözleşmede ………… Kullanmak” ile yükümlü bulunduklarını, ……si istenilen yerin şu an ” Opet ” ……… istasyonu olarak kullanılmakta olduğunu ve söz konusu taşınmazın olduğu gibi kullanılacağını belirterek işyeri ihtiyacı nedeniyle………lananın ……sine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili; önceki malik veya davacı ile aralarında……… ilişkisi bulunmadığını, dava konusu taşınmazın 18.02.2016 tarihli … …… Müdürlüğünün 2015/3485 esas sayılı dosyada yapılan ihale sonucu 3. kişiye satıldığını, gönderilen ihtara göre de davanın süresinde açılmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; ihtiyaç iddiasının samimi olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya kapsamından, davacı tarafın temyizinden sonra davacı ve davalı vekilleri tarafından ayrı ayrı sunulan 09.08.2018 havale tarihli dilekçeler ile; tarafların dava konusu taşınmazın ……si konusunda anlaştıkları ve bu hususta protokol tanzim edildiği, davalının davayı kayıtsız şartsız kabul ettiği yönünde beyanda bulundukları, bu dilekçeler ekinde ise 09.08.2018 tarihli ve ‘Protokol’ başlıklı belge ibraz edildiği anlaşılmaktadır.
Davaya son veren taraf işlemlerinden biri olan sulh, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 313 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre, sulh, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir. Sulh, mahkeme tarafından yargılamanın her aşamasında resen gözetilmesi gereken bir olgudur.
Somut olayda, taraflarca ibraz edilen protokol ve dilekçeler ile sonrasında davalı şirket vekilleri tarafından sunulan ve sulhun geçersiz sayılması istemini içeren 10.08.2018 tarihli dilekçe birlikte değerlendirilerek, tarafların sulh olup olmadıkları, davanın konusuz kalıp kalmadığı konularında bir değerlendirme yapıldıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı …ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA ve istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.12.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.