Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/1009 E. 2018/10627 K. 25.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/1009
KARAR NO : 2018/10627
KARAR TARİHİ : 25.10.2018

MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; … Mh. 146 ada, 113 parselde bulunan taşınmazın 1/15 hissesinin satın alımı için … vekili … ile 16.03.2013 tarihli adi yazılı sözleşme yaptıklarını ve …’a toplam 45.000,00 TL ödeme yaptığını, tapu kaydı üzerinde haciz bulunması nedeniyle satıştan vazgeçtiğini, parasının iade edilmediğini, sonrasında yaptığı araştırma neticesinde söz konusu yerin 26.01.2015 tarihinde dava dışı kişiye satıldığını öğrendiğini ileri sürerek, 45.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar; davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece; davanın kabulüne, 45.000,00 TL’nin dava tarihi olan 13/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davalı …’ın temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-)Davalı …’ın temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dava, harici satış sözleşmesi gereğince ödendiği iddia olunan paranın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
Kural olarak, tapuya kayıtlı taşınmazların satışına ilişkin sözleşme resmi biçimde yapılmadığı sürece geçersizdir (TMK 706, TBK 237, Tapu Kanunu 26, Noterlik Kanunu 60.maddesi). Geçersiz olduğu için de, taraflarına hak ve borç doğurmaz. Ancak, taraflar verdiklerini sebepsiz zenginleşme kuralları gereğince geri isteyebilirler.
Somut olayda, taşınmazın 1/15 hissesinin, davacı ile davalı … tarafından imzalanan 16.03.2013 tarihli sözleşme ile davacıya satılarak 45.000,00 TL’nin alındığının sözleşme üzerinde belirtildiği, sözleşmenin alıcı sıfatıyla davacı ve dava dışı … adına davalı … tarafından imzalandığı, ödemelerin … imzasıyla alındığı anlaşılmaktadır. Ancak taşınmazın 1/15 hissesine sahipken dava dışı …’a hissesini devreden davalı …’ın sözleşmede imzası bulunmamaktadır. Bu durumda dava konusu sözleşme, üzerinde imzası bulunmayan davalı … hakkında hüküm doğurmayacaktır.Hal böyle olunca mahkemece davalı … yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması doğru görülmemiş bu husus bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle davalı …’ın temyiz itirazlarının reddine, ikinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince davalı … yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/10/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.