Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2016/9251 E. 2018/203 K. 17.01.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/9251
KARAR NO : 2018/203
KARAR TARİHİ : 17.01.2018

MAHKEMESİ : …ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki … davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar … … … ile davalı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; dava konusu iki taşınmazda, (ölü) … adına kayıtlı hisseleri 10 yıl önce satın aldığını, bedelini 150,00 TL olarak davalı ……’ye ödediğini, satın aldığı kısma … …ları diktiğini, taşınmazın diğer davalı … tarafından kamulaştırılmak üzere olduğunu, taşınmazın ve … …larının değer tespitinin yapıldığını, davalı ……’nin tapu devrine yanaşmadığını, diktiği … …larının bedellerinin kendisine ödenmesi gerektiğini belirterek; 218 … ağacının kamulaştırma kapsamında olması nedeniyle bedelinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …; dava konusu taşınmazlar hakkında kamulaştırma kararı alındığını, her iki taşınmazın ½ si … Uygun, ½ si … Gülen adına tapuya kayıtlı olduğunu, … Gülen ile kamulaştırma ve bedeli konusunda uzlaşma sağlandığını ve ödeme yapılarak her iki taşınmazın 1/2’şer hissesinin 27/07/2012 tarihinde idarelerince adına tescil edildiğini, kamulaştırma bedelinin taşınmazın tapu maliklerine tapudaki payları oranında ödeneceğini, kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … duruşmada; davacıya 246 ve 248 parselde … Uygun’dan kalma payı sattığını, davacının buraya … ağacı diktiğini, … …larının davacıya ait olduğunu, kendisine 247 parsel kamulaştırılması nedeni ile verilen paradan masrafı düştükten sonra 1.500,00 TL’yi davacıya verdiğini beyan etmiştir.
Davalı …, …, …, …, …, …, …, …, …, …; dava konusu yere ilişkin bilgilerinin bulunmadığını beyan etmişler, davalı … dava konusu taşınmazın …’e haricen satıldığını bildiğini beyan etmiştir.
Mahkemece; dava konusu taşınmazlara ilişkin olarak kamulaştırma kararı bulunduğundan davacının … …larının kendisi tarafından dikildiğinin tespit edilmesini talep etmesinde hukuki yararının bulunduğu, dava konusu 246 parsel sayılı taşınmazın boş olduğu, üzerinde herhangi bir … ağacının bulunmadığından davacının 246 parsele yönelik talebinin reddine, davaya konu 248 parsel üzerinde dikili bulunan … …larının davacı tarafından dikildiği ve yetiştirildiği kanaatine varıldığından 248 parsel sayılı taşınmazın … Uygun hissesine düşen payı üzerinde bulunan … …larının kamulaştırma bedelinin davacıya ödenmesinin hakkaniyete uygun olacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile; 248 parsel sayılı taşınmazın muris … Uygun mirasçıları hissesine düşen kısım üzerinde bulunan … …larının kamulaştırma bedelinin davacıya ödenmesine, karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davalılar … … … ile davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Uyuşmazlık sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan … istemine ilişkindir.
Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için, bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olması gerekir. Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır.
Dosyanın incelenmesinde; dava konusu 248 parsel sayılı taşınmazın ½ payının davalıların murisi …, ½ payının dava dışı …’a ait olduğunu, taşınmaz hakkında davalı … tarafından kamulaştırma kararı alındığı, bu kapsamda dava dışı …’ın payı yönünden uzlaşma sağlanarak kamulaştırma işleminin tamamlandığı, 3.600,00 TL … bedeli ile 9.500,00 taşınmaz bedeli olmak üzere 13.100,00 TL ödendiği, diğer paydaş … yönünden uzlaşma sağlanamadığından kamulaştırma işlemlerinin tamamlanmadığının belirtildiği görülmektedir.
Dava dilekçesinde davacı ve davalı olarak gösterilen kişiler, şeklen o davanın taraflarıdır. Ancak mahkemenin bu taraflar arasında dava konusu hakkın esası hakkında bir karar verilebilmesi için, bu kişilerin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatına sahip olmaları gerekir. Bir davada taraf olarak gösterilen kişiler, taraf ve dava ehliyetine ve davayı takip yetkisine sahip olsalar bile, bu kişilerden birinin o davada gerçekten davacı veya davalı olmak sıfatı yoksa, dava konusu hakkın esası hakkında bir karar verilemez.
Dava sıfat yokluğundan(husumetten) reddedilir.
O halde mahkemece; davalı …’nin dava konusu … …ları nedeniyle zenginleşmediği, kamulaştırma işlemini gerçekleştiren kurum olarak ½ pay yönünden … …larının bedelini ödediği, diğer ½ pay yönünden kamulaştırma işlemi tamamlandığı takdirde bedeli tapu maliklerine ödeyeceği, bu şekilde sebepsiz zenginleşenlerin tapu malikleri olduğu anlaşılmakla davalı … yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2- Davacı davasında; davalılara ait taşınmaz üzerinde … diktiğini, sonra taşınmaz üzerindeki …larla birlikte davalı … tarafından kamulaştırma işlemine tabi tutulduğunu ileri sürerek … bedellerinin tahsili istediğine göre; toplanan deliller ve dosya kapsamından davacının diktiği …ların bir kısmının bedelinin dava dışı … tarafından tahsil edildiği ve pay sahibi …’ın bu davada taraf olarak gösterilmediği anlaşılmaktadır.
O halde; mahkemece kamulaştırmaya ilişkin belgelerini ilgili kurumdan getirtilerek, kamulaştırma işleminin devam edip etmediği belirlenmeli, bu kapsamda davalı olarak gösterilen paydaşlara dava konusu …lar nedeniyle … tarafından ödeme yapılıp yapılmadığı tespit edilmeli, davalıların bedeli tahsil ettiklerinin anlaşılması halinde bu değerle sınırlı olarak … bedellerinin tahsiline karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir
3- Kabul şekline göre de, bir hükmün neleri içermesi gerektiği HMK’nın 297. maddesinde tek tek sayılarak ayrıntılı biçimde gösterilmiştir. Buna göre, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Bu şekilde dava sonunda mahkemenin kimin lehine, kimin aleyhine karar verdiği, davacının talebinin ne kadarının kabul edildiği, davalının neye göre mahkum edildiği tereddütsüz şekilde anlaşılmalıdır. Biçim koşullarının getiriliş amacı, hükmün açıklığı ve anlaşılırlığı kadar infaz kabiliyetini de sağlamaktır. Aksi hâl, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır ve dava içinden yeni davaların doğmasına neden olur.
Mahkemece verilen hükümde ise; “… …larının kamulaştırma bedelinin davacıya ödenmesine” karar verilmiş, davalıların sorumluluğu tam olarak belirlenmemiştir.
O halde; mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak, hüküm altına alınacak bedelin gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekirken, infazda tereddüt yaratacak nitelikte HMK’nın 297. maddesine aykırı hüküm tesisi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazı bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı … yararına, ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle davalılar … … … yararına hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 17/01/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.