Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2016/867 E. 2016/1813 K. 15.02.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/867
KARAR NO : 2016/1813
KARAR TARİHİ : 15.02.2016

MAHKEMESİ : … ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/04/2015
NUMARASI : 2014/286-2015/135
DAVACI : Ş.. Ü.. VEK.AV. P.. M.. A…
DAVALI : H.. C..
Taraflar arasındaki iştirak nafakasının artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; tarafların 2011 yılında boşandıklarını,müşterek çocuk Berat Rüzgar lehine 350 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini,çocuğun ihtiyaçlarının arttığını belirterek, iştirak nafakasının 550 TL ye çıkarılması talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; iştirak nafakasının artırımı istemine ilişkindir.
Türk Medeni Kanunu’nun 182/2 maddesi gereğince; velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür.
İştirak nafakası takdir edilirken; çocuğun yaşı, ihtiyaçları, okul seviyesi, sosyal çevreye göre yaşam seviyesi, velayet tevdi edilen tarafın ekonomik durumu ile nafaka yükümlüsünün mali gücü birlikte değerlendirilip, hakkaniyete uygun bir nafakaya karar verilmelidir.
Dosya içeriğinden; velayet hakkı annede olan müşterek çocuk Berat Rüzgar’ın 2009 doğumlu olduğu, anaokulunda eğitim gördüğü,davacının tuhafiyeci olduğu 500-600 TL gelirinin olduğu,davalının itfaiye şöförü olarak çalıştığı,3.231,41 TL gelirinin olduğu,yeniden evlendiği,anlaşılmaktadır.
Nafaka artırım davasının açılması belli bir zaman geçmesine bağlı tutulmadığı gibi, her dava açıldığı tarihe göre değerlendirilmelidir. Önceki dava tarihi ile eldeki davanın açıldığı tarih arasında yaklaşık 3,5 yıl geçmiştir. Bu süre içinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları değiştiği gibi, müşterek çocuğun yaşı ve ihtiyaçları da doğal olarak artmıştır.
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları ve nafaka yükümlüsünün (davalı babanın) gelir durumu nazara alındığında, iştirak nafakasının artırımına yönelik talebin reddedilmesi, TMK.4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamıştır.
Bu nedenle mahkemece, müşterek çocuğun ihtiyaçlarındaki değişim ve davalının gelir durumu gözetilerek hakkaniyete uygun şekilde nafakanın bir miktar artırımına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.