Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2016/8104 E. 2016/7380 K. 10.05.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/8104
KARAR NO : 2016/7380
KARAR TARİHİ : 10.05.2016

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, tarımsal sulama abonesi olduğunu, davalı tarafından kaçak elektrik kullanıldığı belirtilerek tutanak düzenlenip kaçak elektrik ve kaçak ek tahakkuku adları altında toplam 94.078,70 TL tahakkuk yapıldığını, kaçak elektrik kullanmadığını, talebin haksız olduğunu öne sürerek, davalıya borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulü ile davacının davalıya 4.432,67 TL borçlu olduğunun, bu miktar dışında borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
Verilen bu hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine,Dairemizin, 12.12.2013 gün, 2013/15426 esas, 2013/17760 karar sayılı ilamı ve “..Hal böyle olunca, mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilerek, mahkemece öncelikle dosyanın önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak ve aralarında ziraat ve elektrik mühendisi bilirkişilerin de bulunduğu üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilmesi, bilirkişi heyetinden davalı kurumun davacı taraftan isteyebileceği kaçak elektrik ve kaçak ek tahakkuku miktarının hesaplanması konusunda denetime elverişli bir rapor alınması, davalının tahsilini istemekte haklı olduğu alacak miktarının bu şekilde belirlenmesi, daha sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir…” gerekçesi ile bozularak mahalline iade edilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulması neticesinde, davanın kısmen kabulü ile, davacının davalı kuruma ..nolu aboneliğine ilişkin düzenlenen kaçak elektrik tutanağına istinaden tahahhuk ettirilen 94.078,70 TL için tahakkuk tarihinden itibaren işleyen kanuni faizi ile birlikte borcu olmadığının , 11.302,83 TL borçlu olduğunun tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, verilen bu hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Kural olarak, bozma kararına uyulmakla; orada belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına kazanılmış hak, aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda mahkeme için zorunluluk doğar.Öte yandan, bozma kararı dışında kalan yönler ise kesinleşir.
Belirtilmelidir ki; bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.).
Bu ilke kamu düzeni ile ilgili olup, Yargıtay’ca kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Hakimin değişmesi dahi açıklanan bu hukuki ilkeye etki yapamaz.
Ne var ki, mahkemece; bozma ilamına uyulmuş olmasına rağmen, bozma ilamı doğrultusunda inceleme yapılmadan eş söyleyişle kaçak ek tahakkuk bedelinin hesaplanması belirtildiği halde, hükmü esas alınan bilirkişi raporunda bu yönde bir hesaplama yapılmadan hüküm kurulmuştur.
Öyle ise, mahkemece; kaçak ek tahakkuk miktarının hesaplanması yönünde birlirkişi kurulundan ek rapor alınarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.