Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2016/7585 E. 2017/5747 K. 19.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/7585
KARAR NO : 2017/5747
KARAR TARİHİ : 19.04.2017

MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kişisel eşyanın iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; tarafların boşandıklarını, evlilik birliği içinde davalının kaza yapması nedeniyle ödemek zorunda kaldığı tazminat için davacının ziynetlerini bozdurduğunu belirterek, davacıya ait 125 gr kelepçe bilezik, 10 tane beşi bir yerde, 2 metre 100 gr burmalı köstek, 100 gr 14 ayar set takımı, 30 gr 8 tane Adana burgusu bilezik, 7 tane 14 ayar bilezik, 60 çeyrek, 3 tane yarım altının aynen iadesine, mümkün olmadığı takdirde bedelleri olan 100.000 TL’nin yasal faizi ile birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; tarafların boşanmalarına ilişkin dosyanın henüz kesinleşmediğini, davacıya takılan takıların bedelinin 50.000 TL olduğunu, takılardan 10 tane beşi bir yerde ile 2 metrelik 100 gr burma kösteğin satılıp davacıya 16 U 8966 plakalı aracın satın alındığını, daha sonra davacının bu aracı sattığını, davacının takıları ve eşyaları aldığını, trafik kazası nedeni ile müvekkilinin ödemek zorunda kaldığı paranın müvekkilinin babasına ait Bursa ili Yıldırım ilçesi, Davutdede Mah. Kurtuluş Cd.mevkii 4979 ada 2 parselde kayıtlı dairenin satılarak ödendiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; “davanın kabulüne bir adet 22 ayar kırma bilezik 13,250 TL, on adet beşibiryerde 34,200 TL, bir adet 18 ayar köstek 9.000 TL, bir adet 14 ayar set 8.500 TL, sekiz adet burgu bilezik 19.200 TL, yedi adet 14 ayar bilezik 8.925 TL, otuz adet çeyrek altın 4.740 TL, dört adet 14 ayar bilezik 2.720 TL değerindeki ziynet eşyalarının davalı tarafından davacıya aynen iade edilmesine, yada talepten fazlasına karar verilemeyeceğinden toplam değerleri olan 100.535,00 TL yerine 100.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” dair verilen kararın Dairemizin 22.09.2014 tarih ve 2014/5024 E., 2014/12273 K. ilamı ile “..Somut olayda, davalının ziynetlerin bir kısmıyla davacıya araba alındığı, karşı tarafın da, arabanın gelinin babasının vefatıyla kalan zeytinlikten gelen parayla alındığı iddia edilmiş ve mahkemece de, davacının söz konusu
./..

-2-
aracı vefat eden babasından kalan zeytinlikten almış olduğu miras parası ile satın aldığı, davalının da kaza nedeniyle ödemek zorunda kaldığı tazminatı, evini ipotek ederek bankadan aldığı para ile ve babası tarafından ödenmiş olduğu kabul edilmiş olmakla birlikte, ileri sürülen bu hususlar tapu ve veraset kayıtlarından araştırılmamıştır. Ayrıca, talep edilmemesine karşın fotoğraf ve CD’ lerde olduğu belirtilen “dört adet 14 ayar bilezik 2.720 TL değerindeki ziynet eşyalarının” da iadesine karar verilmiştir. Hal böyle olunca mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak, dava dilekçesindeki talep dikkate alınarak hüküm kurulması gerekirken, taleple bağlılık kuralına aykırı olarak ve hükme dayanak yapılan hususlar araştırılmadan eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, uyulan bozma kararı üzerine, getirtilen tapu kaydı ve ipotek kaydının incelenmesi sonucu, davacının babasından mirasen kalan herhangi bir zeytinliğin satılmadığı, ayrıca davalının kaza yapması nedeniyle ödemek zorunda kaldığı tazminatın ise davalının babasının ipotek sonucu aldığı para ile bu borcu ödediği, yani altınların bozdurulması sonucu ödenmediği, ayrıca davacının altınları evlilik birliği içerisinde bozulmuş harcanmış olduğu kabul edilecek olsa da, davacının bu altınları davalıya geri iade edilmesi koşuluyla verildiğine ilişkin kesin ve inandırıcı bir delilin bulunmadığı ve bu hususunda ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davacı tarafın tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davanın reddi nedeniyle, kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına, dava değeri üzerinden nispi vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, maktu vekalet ücretine hükmolunması doğru görülmemiştir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK’nun 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı tarafın tüm temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 6. bendinde yer alan “1.800 TL maktu” ifadelerinin çıkartılarak yerine “10.750 TL nispi” ifadelerinin yazılmasına, hükmün davalı yararına düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.