Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2016/7145 E. 2016/8159 K. 25.05.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/7145
KARAR NO : 2016/8159
KARAR TARİHİ : 25.05.2016

MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması-iştirak nafakasının artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda dava ve karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı-karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı – karşı davalı vekili, dava dilekçesinde; tarafların …2.Aile Mahkemesinin 28/04/2011 tarih, 2009/567E., 2011/261K sayılı ilamı ile boşandıklarını, anılan karar ile davalı lehine 1.500,00TL yoksulluk nafakasına hükmolunduğunu, boşanma sonrasında davalının önceki şehit asker eşinden aylık 6.000,00TL maaş bağlandığını, davalının yoksulluk halinin ortadan kalktığını belirterek; davalı lehine hükmolunan aylık 1.500,00TL nafakanın kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı – karşı davacı vekili, cevap dilekçesinde; müvekkilinin önceki eşinden şehitlik nedeniyle aylık 6.000,00TL dul maaşı aldığını kabulle, davacının doktor olduğu, çok sayıda taşınmazdan yüksek kira gelirinin bulunduğunu, tarafların evli olduğu dönemde lüks bir evde oturup, lüks bir hayat yaşadıklarını, çocukların yüksek bir hayat standardının oluştuğunu, davacının boşanma davası kesinleştikten sonra çocukları ve davalıyı dava ile müşterek haneden çıkardığını savunarak; asıl davanın reddine karar verilmesini, karşı davasında ise; müşterek çocuklar lehine boşanma ile hükmedilen 750′ şer TL iştirak nafakasının, müşterek çocukların ihtiyaçlarını karşılamaya yetmediği, davacı – karşı davalının masraflara katılmadığını belirterek; iştirak nafakasının her bir çocuk yönünden 3.000′ er TL’ ye artırımına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece asıl davada; davacı – karşı davalının ekonomik durumunun kötü olduğunu ispatlayamadığı, doktor olmasına rağmen çalışmadığı, davalı – karşı davacının 750′ şer TL iştirak nafakası ile müşterek çocukların ihtiyaçlarını karşılayamacağı, davalı – karşı davacının, yoksulluk nafakasına, müşterek çocuklar için ihtiyacı olduğu, yoksulluk nafakasının kaldırılma koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle, karşı davada ise; davacı – karşı davalının müşterek çocukların eğitim masraflarına katkıda bulunduğu ve ayrıca harçlık verdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı – karşı davalı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Asıl dava, yoksulluk nafakasının kaldırılması; karşı dava ise, iştirak nafakasının artırımına ilişkindir.
TMK nun 176. maddesine göre; yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkemece nafaka kaldırılabileceği gibi, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına da karar verilebilir.
Yargıtay …nun 7.10.1998 tarih ve 2-656-688 sayılı kararında da kabul edildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir. …nun yerleşik kararlarında “asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması,” yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmemiştir. (HGK. 7.10.1998 gün 1998/2-656 E.,1998/688 K. 26.12.2001 gün 2001/2-1158-1185 sayılı ve 1.5.2002 gün 2002/2-397-339 sayılı kararları).
Somut olayda; taraflar …2. Aile Mahkemesinin 28/04/2011 tarih, 2009/567E. , 2011/261K sayılı ilamı ile boşanmışlar ve davalı – karşı davacı lehine 1.500 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir. Boşanma ilamı nafaka yönünden 04.07.2013 tarihinde kesinleşmiş, bu dava ise 11.12.2014 tarihinde açılmıştır. Davalı- karşı davacı kadın evhanımı olup, boşanma davası sırasında herhangi bir geliri yoktur. Ancak 20.02.2013 tarihinden itibaren ilk eşinden ölüm aylığı almaya başlamış ve dava tarihi itibariyle aylık miktarı 6.270TL’ dir.
O halde, mahkemece; davalı – karşı davacının boşanma sonrası almaya başladığı maaş miktarının tek başına kendisini yoksulluktan kurtarmaya yetecek düzeyde olduğunun kabulü ile yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.