Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2016/5596 E. 2016/14196 K. 08.12.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/5596
KARAR NO : 2016/14196
KARAR TARİHİ : 08.12.2016

MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, adına kayıtlı …Plastik işletmesine ait … nolu elektrik aboneliği nedeniyle 25.04.2014-31.12.2014 tarihleri arasında düzenlenen faturalarda davalının haksız olarak 6.332,10 TL kayıp-kaçak bedeli tahsil ettiğini ileri sürerek; söz konusu bedelin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dava, elektrik abonelerinden tahsil edilen kayıp-kaçak bedelinin istirdatı istemine ilişkindir.Dava, 6335 sayılı yasa ile değişik 6102 sayılı TTK’nın 4. ve 5. maddelerinin yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra Asliye Hukuk (Tüketici) Mahkemesinde açılmış, mahkemece ön inceleme duruşmasında davaya Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla devam olunmasına karar verilmiştir.Yukarıda anılan Yasanın 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava olabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafının da tacir olması ve ticari işletmeleriyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan yasa maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan olmasının gerekli ve yeterli olduğu belirtilmiş; müteakip 5. maddesinde ise, “Bir yerde asliye ticaret mahkemesi varsa, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevi içinde bulunan ve 4 üncü madde hükmünce ticari sayılan davalarla özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere Asliye Ticaret Mahkemesinde bakılır… Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.” hükmüne yer verilmiştir.Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir.Görevle ilgili konularda kazanılmış hak söz konusu olmaz.Dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşıldığı üzere, dava konusu aboneliğin, davacının adına kayıtlı ve sanayide kullanım amaçlı plastik poşet, çanta, torba, çuval vb. ambalaj malzemelerinin toptan ticareti ile ilgili faaliyette bulunan ticari işyeri için olduğu, davacı da tacir olduğundan uyuşmazlık; ticari mahiyette olup, davanın çözümü Asliye Ticaret Mahkemesinin görevi içerisindedir.
Hal böyle olunca, mahkemece; uyuşmazlığın çözümünde Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, o yerde ayrı bir Ticaret Mahkemesi varsa görevsizlik kararı verilmesi, yok ise davaya Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakılacağına karar verilerek, Ticaret Mahkemesi sıfatıyla davaya bakılması gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde Asliye Hukuk Mahkemesi olarak işin esasına girilerek hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 08.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.