Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2016/5154 E. 2016/14337 K. 08.12.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/5154
KARAR NO : 2016/14337
KARAR TARİHİ : 08.12.2016

MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki asıl yoksulluk iştirak nafakasının kaldırılması ve karşı yoksulluk ve iştirak nafakasının arttırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kabulüne ve karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı-karşı davalı, boşanma ile birlikte davalı için aylık 200,00 TL yoksulluk nafakasına, iki müşterek çocuk için aylık 100,00’er TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, astım hastası olduğu için çalışamadığını, hastanede tedavi gördüğünü, müvekkilinin vesayet altına alındığını belirterek; yoksulluk ve iştirak nafakalarının kaldırılmasını, karşı davanın da reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı- karşı davacı, davacının kayıt dışı çalıştığını, nafakaları ödemediğinde icra ceza mahkemesine dava açılması durumunda topluca nafaka borcunu ödediğini, davacının davasının reddi ile hükmedilen nafakaların yeterli olmadığını belirterek; yoksulluk ve iştirak nafakalarının ayrı ayrı 500,00’er TL’ye yükseltilmesini, hükmedilecek nafakaların TÜFE oranında arttırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; iştirak ve yoksulluk nafakasının kaldırılmasına ve buna bağlı olarak davalı-karşı davacının iştirak ve yoksulluk nafakalarının artırılması talebinin de reddine karar verilmiş, hüküm davalı karşı davacı tarafça temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2014/9787 Esas-2014/15430 Karar sayılı 20/11/2014 tarihli ilamıyla; “… yoksulluk nafakasına yönelik verilen kararlarda bir isabetsizlik bulunmamakta olup, davalı- karşı davacı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile yoksulluk nafakasının kaldırılması ve yoksulluk nafakasının artırılması isteminin reddine ilişkin verilen hükmün onanmasına…” ve “… İştirak nafakasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; takip dosyasının getirtilerek, ödemeler varsa bu ödemelerin incelenmesi, kısıtlının üzerine kayıtlı gelir getiren taşınır veya taşınmaz mal varlığı ile mevduat hesabının bulunup bulunmadığının ilgili kurum veya kuruluşlardan sorularak, nafaka yükümlüsü davacı-karşı davalı hakkında yeniden sosyal ve ekonomik durum araştırması yapılması; bundan sonra, iştirak nafakası hakkında, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği… ” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.

Sözkonusu bozma ilamına mahkemece uyulmasıyla birlikte yeniden yapılan yargılama neticesinde; Davacı-karşı davalının yoksulluk nafakasının kaldırılması yönünden mahkemenin 2012/941 Esas-2014/59 Karar sayılı ilamı kesinleştiğinden bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına ve davacı-karşı davalının iştirak nafakasının kaldırılması talebinin kabulü ile müşterek çocuklar …için ayrı ayrı hükmedilen aylık 100,00’er TL iştirak nafakalarının kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- ) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı-karşı davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) TMK’nın 182.maddesine göre; boşanma kararı ile velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.
TMK’nın 330.maddesindeki düzenleme; nafaka miktarının çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçlerine göre belirlenir şeklindedir.
TMK’nın 331.maddesi uyarınca da; durumun değişmesi halinde hakim nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırabilir.
Somut olayda; Dairemizin bozması gereğince davacı-karşı davalının ekonomik ve sosyal durumu araştırılmış ve Sosyal Güvenlik Kurumunun 10/11/2015 tarihli yazısında davacı-karşı davalının 06/11/2015’te sigortalı çalışmaya başladığından maluliyet maaşının durdurulduğu, 09/11/2015’te işten ayrıldığı, yeniden maluliyet maaşına müracaat etmediği belirtilmiştir.
O halde mahkemece, Sosyal Güvenlik Kurumunun yazısı kapsamında davacı-karşı davalının ekonomik ve sosyal durumu hakkında değerlendirme yaparak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş; bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair ve davalının tüm temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenle temyiz olunan kararın davalı yararına HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalı tarafa iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 08.12.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.