Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2016/4753 E. 2017/14765 K. 26.10.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/4753
KARAR NO : 2017/14765
KARAR TARİHİ : 26.10.2017

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki istirdat ve manevi tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın istirdat talebi yönünden reddine, manevi tazminat davası yönünden davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; işyerinde kaçak elektrik kullandığından bahisle davalı şirket çalışanlarınca kaçak elektrik tutanağının tanzim ettiğini ve … İcra Müdürlüğünün 2011/508 Esas sayılı dosyası ile hakkında icra takibi yapıldığını ve cebri icra tehdidi altında kalmamak için icra dosyasına ödeme yaptığını, söz konusu tutanak nedeniyle hakkında açılan ceza davasında beraat ettiğini ileri sürerek ödediği 3.905 TL’nin istirdatı ile hakkında yapılan hırsızlık suçu istinadı nedeniyle 10.000 TL manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; davanın bir yıllık hak düşürücü süreden sonra açıldığını, davacının abone olmadan elektrik kullandığını, kurumlarınca yapılan bütün işlemlerin hukuka uygun olarak yapıldığından davacının kişilik haklarına herhangi bir saldırı olmadığını, Anayasadan kaynaklanan şikayet hakkının kullandığını savunarak manevi tazminat talepleri ile davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece; davacı tarafın istirdat talebinin ödeme tarihinden itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığından reddine, davacının beraat kararı kesinleşinceye kadar yaklaşık dört yıl süre ile, sürekli ceza tehdidi altında yaşayarak kişilik haklarının ağır derecede ihlal edildiği gerekçesi ile manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 6.000 TL manevi tazminatın, davacı hakkında verilen beraat kararının kesinleştiği 05.02.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.

Dava; davacı hakkında kaçak tespit tutanağı tutulması ve iş bu tutanaktan dolayı ceza mahkemesinde beraat etmesi nedeni ile ödediği bedelin istirdatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davalının manevi tazminata yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Somut olayda; davaya konu olan 13.08.2010 tarih, 33368 nolu kaçak tespit tutanağının incelenmesinde; sayacın bağlı olmadan, enerji direk bağlı olduğu için tutanağın tanzim edildiği … 1.Asliye Ceza Mahkemesinin 06/02/2014 tarih, 2014/27 Esas-2014/51 Karar sayılı kararı ile,sanığın atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kati ve inandırıcı delil elde edilemediği ve sanığın atılı suça ilişkin kastının bulunmadığından atılı suçtan beraatine karar verildiği kararın 05.02.2015 ‘de temyizde onama sonucu kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Manevi tazminat ise, manevi zararın giderim biçimidir. Manevi tazminata hükmedilebilmesi için, hukuka aykırı bir fiilin bulunması, bu fiil ile kişilik hakkının ihlal edilmesi, ihlal fiilinin kişilik değerlerinde objektif bir eksilmeye sebep olması ve zarar ile fiil arasında uygun illiyet bağının bulunması gerekir. Manevi tazminat ile, kişinin, kişilik değerlerinde meydana gelen zarar giderilmeye çalışılmaktadır.
Yasalarımız, manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır. Bunlar, kişinin ve ailenin onur ve saygınlığına yönelik suçlar, kişilik değerlerinin zedelenmesi, isme saldırı, nişan bozulması, evlenmenin feshi, babalığın benimsenmemesi, bedensel zarar ve öldürmedir.
Kişilik hakları, hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse; TMK’nın 24. ve BK’nın 49.maddesi (TBK 58. mad.) uyarınca manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Hakim, manevi tazminatın miktarını tayin ederken, saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında, tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır.
Somut olayda; davaya konu kaçak tespit tutanağı nedeniyle yapılan ceza yargılamasında; davacı hakkında beraat kararı verilmiş ise de, dosya kapsamından davacı tarafından, sayacın bağlı olmadan, enerjinin direk bağlı olması nedeniyle mevcut delil ve emareler üzerine yukarıda belirtilen mevzuat hükmü çerçevesinde davacı hakkında kaçak elektrik kullandığından bahisle kaçak elektrik tutanağı tutulduğu ve mevzuata uygun bir şekilde yapılan bu tespit neticesinde Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulduğu, yapılan tüm bu işlemlerde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı ve ceza mahkemesi tarafından davacı tarafın yargılandığı anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, mahkemece; davalı tarafın davacının kişilik haklarına yönelik bir eylemi ispat edilemediğine göre, davacı hakkında, manevi tazminat şartlarının oluşmadığı gerekçesi ile, manevi tazminat talebin tümden reddine karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde talebin kısmen kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir

SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı tarafın temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 26.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.