Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2016/4724 E. 2017/14763 K. 26.10.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/4724
KARAR NO : 2017/14763
KARAR TARİHİ : 26.10.2017

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki kayıp-kaçak bedeli istirdatı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; davalı kurum ile aralarında 01.09.2010 tarihli “Elektrik Satış Sözleşmesi ” tanzim edildiğini, davalının 31.01.2011 tarihli fatura ile sözleşmeye aykırı şekilde tahsil ettiği 4.281,72 TL kayıp-kaçak bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; talep edilen kayıp-kaçak bedellerinin iadesinin dağıtım şirketi olan…. ‘den istenilebileceğini, serbest tüketici sözleşmesi yapılmasının yasal bir zorunluluk olduğunu söz konusu sözleşmenin tacirler arasında yapıldığını, kurumları tarafından sözleşmeye ve mevzuata uygun olarak kayıp-kaçak bedellerini tahsil edip dağıtım şirketine ödediklerini, davacının bu bedellerle ilgili faturalara itiraz etmeden ödeme yaptığını, bu kapsamda taraflarına husumet yöneltilemeyeceğini, usulden ve esastan davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davalı tarafın “dağıtım” şirketi olmayıp “üretim lisans sahibi şirket” olmasından dolayı kayıp-kaçak bedelini tahsil etmediğinden davalıdan iadesinin istenemeyeceği nedeniyle pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dava, elektrik abonelerinden tahsil edilen kayıp-kaçak bedelinin istirdatı istemine ilişkindir.
Somut olayda; dava konusu kayıp-kaçak bedelini içeren 31.01.2011 tarihli faturanın davalı İ….. tarafından düzenlendiği, yine davacıya ait abonelik sözleşmesinin davalı …… ile yapıldığı nazara alındığında; davalıya husumet düşeceğinin kabulü gerekir.
Hal böyle olunca; mahkemece, davanın esasına yönelik inceleme ve araştırma yapılarak sonucu dairesinde hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

2-) Bozma nedenlerine göre davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, 2. bendde açıklanan nedenle davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 26.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.