Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2016/422 E. 2016/12874 K. 16.11.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/422
KARAR NO : 2016/12874
KARAR TARİHİ : 16.11.2016

Davacı … ile davalı … aralarındaki menfi tespit davasına dair Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 29/01/2015 günlü ve 2014/585 E. -2015/17 K. sayılı hükmün onanması hakkında dairece verilen 10.05.2015 günlü ve 2015/7292 E. – 2015/13938 K. sayılı ilama karşı davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı şirket; elektrik abonesi olduğunu, düzenlenen faturalar ile kendisinden haksız ve hukuka aykırı olarak kayıp kaçak bedeli tahsil edildiğini belirterek, Nisan 2011- Ekim 2011 yılına ait 7 adet fatura ile ödenen toplam 31.017,40TL tutarında borçlu olmadığının tespitine, ödenmiş olunan tarihten itibaren değişen faiz oranları uygulanmak sureti ile iadesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı özetle, kayıp kaçak bedeli olarak alınan ücretin mevzuata uygun olarak alınmasından dolayı iadesinin istenilemeyeceğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen hüküm; davacı tarafça temyiz edilmiş ve Dairemizin 16.01.2014 günlü ve 2013/16228E-2014/401K sayılı ilamı ile onanmış, onama ilamına karşı davacı tarafça kararın düzeltilmesi talep edilmiş, Dairemizin 02.06.2014 günlü ve 2014/7511E-8649K sayılı ilamı ile ‘’…bu ilkeler gözetilerek kayıp kaçak bedelinin elektrik abonelerinden tahsil edilemeyeceği kabul edilip, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, aksi gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir…’’ gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiş, bozma ilamına uyan mahkemece; davanın kabulü ile, 31.017,40 TL’nin dava tarihi 26/11/2011 itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine dair verilen kararın davalı tarafça temyizi üzerine Dairemizin 10.09.2015 günlü ve 2015/7292E-2015/13938K sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verilmiş, son olarak davalı tarafça süresi içinde kararın düzeltilmesi istenmiştir.
Dava, elektrik abonelerinden tahsil edilen kayıp-kaçak bedeli nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile ödenen bedellerin istirdatı istemine ilişkindir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 Esas 2014/679 K. Sayılı kararı ve Dairemiz kararları ile Anayasanın Vergi ödevi Başlıklı 73. maddesindeki “… Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır…” şeklindeki düzenlemeye göre; kayıp-kaçak, sayaç okuma, dağıtım, perakende hizmet ve iletim bedeli uygulamasının EPDK Kararları ve tebliğleri çerçevesinde uygulama arz eden kanunlar ve ikincil mevzuat hükümleri çerçevesinde EPDK tarafından belirlenerek uygulandığı, bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin EPDK’na sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kaçak (elektrik enerjisinin hırsızlanması) bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan diğer kalemlere ilişkin bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödendiğinin bilinmesininde şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğu, EPDK kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınmasının hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Ne var ki, uyuşmazlığın temyiz yolu ile Dairemize geldiği aşamada geçmişe de etkili olan 17.06.2016 Tarih 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı kanun “17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilerek Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri geçmişe de etkili olarak sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde EPDK.nun Kanundaki yetkileri genişletilerek yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.
Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen;
Geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü,
Geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir.

Hal böyle olunca, karar tarihinden sonra yürürlüğe girmiş bulunan bu yasa değişikliklerinin, yürürlük tarihi öncesi dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu yapılan kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden davalarda da geçmişe etkili olacak şekilde (bu yasa değişikliği öncesinde açılan ve halen görülmekte olan davalar da) uygulanması gereken hükümler içerdiğinden 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17., geçici 19. ile 20. maddelerinin, somut olaya etkisinin bulunup bulunmadığının yerel mahkemece tartışılıp değerlendirildikten sonra sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı tarafın karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 10.09.2015 günlü ve 2015/7292E-2015/13938K sayılı ilamının kaldırılmasına ve hükmün yukarıda açıklanan değişik gerekçe ile BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı tarafın sair karar düzeltme nedenlerinin incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 16.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.