Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2016/3912 E. 2016/8187 K. 25.05.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/3912
KARAR NO : 2016/8187
KARAR TARİHİ : 25.05.2016

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının muris …ın kızı olduğunu, murisin 12.12.2006 tarihinde … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2006/23 Değişik İş sayılı dosyası ile vasiyetname düzenlediğini, düzenlenen vasiyetnamenin murisin tasarruf ehliyetine haiz olmadığı bir zamanda yapıldığını, vasiyetnamenin tanzim tarihinde alınan sağlık raporunun bir hekimden alındığını, tam teşekküllü bir Devlet Hastanesinden rapor alınmadığını, vasiyetnamenin murisin korkutularak, yanıltılarak ve aldatılarak yapıldığını, murisin vefat edinceye kadar davalının yanında kaldığını, davalının baskıları ile murisin davacı ile görüştürülmediği, vasiyetnamenin şekil şartlarının yerine getirilmediğini, tarafların babaları …’ın 15/07/1986 tarihinde vefat ettiğinde … Sulh Hukuk Mahkemesinin 1986/311 Esas sayılı veraset ilamı ile murisin mirasının pay edildiğini, bu veraset ilamında Muris …’ın intifa hakkını seçtiğini belirttiğini, müteveffa Gülten’ in vasiyetname düzenlendiği tarihte mülkiyet hakkının olmadığını, kendisine ait olmayan taşınmazları başkasına vasiyet ettiğini, vasiyetnamenin düzenlenmesinden bir gün önce davalı tarafın Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2006/535 Esas, 2006/544 Karar sayılı ilamı ile ikinci bir veraset ilamı aldığını, murisin yapmış olduğu ölüme bağlı tasarruf ile tüm malvarlığını davalıya vasiyet ettiğini, murisin başkaca malının bulunmadığını, murisin yapmış olduğu, vasiyetname ile tasarruf nisabını aştığını, davacının saklı payına yapılan müdahalenin giderilmesi amacı ile yapılan ve tasarruf nisabına aşan tasarrufun tenkisine karar verilmesini, dava tarihinden itibaren tenkise konu bedelin yasal faizi ile birlikte ödenmesine, … Sulh Hukuk Mahkemesi 2006/23 Değişik 12/12/2006 tarihli vasiyetnamenin iptaline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dilekçesinde belirtilen hususların gerçek dışı olduğunu, muris …’ın doktor raporunun olduğunu, vasiyetnamenin tanzim tarihinde temyiz kudretine haiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, kök murislerinden …’ın ölümü üzerine … Sulh Hukuk Mahkemesince11.09.1986 tarihinde düzenlenen 1986/311 esas, 1986/356 karar sayılı dosyasında davacı kök muris ve vasiyetname tanzim eden Gülten Kocaaslan’ın intifa hakkını seçtiği ve veraset ilamının buna göre tanzim edildiği, 11.12.2006 tarihinde ise ikinci kez … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/535 Esas-2006/544 Karar sayılı dosyasında kök murislerden …’ın veraset ilamı aldığı, burada muris …’ın intifa hakkından bahsetmeksizin mülkiyet hakkını seçerek normal veraset düzenlendiği, bu veraset ilamının alındığı günden bir gün sonra yani 12.12.2006 tarihinde … Sulh Hukuk Mahkemesinde vasiyetname tanzim edildiği, vasiyetçi …’ın eşi olan kök murislerden …’dan intikal edecek hisselerini oğlu olan davalıya bırakmayı vasiyet ettiği, … Sulh Hukuk Mahkemesinin 1986/311 Esas sayılı veraset ilamının iptal edilmediği, veraset belgelerinin aksi sabit oluncaya kadar geçerli olan belgelerden olduğu, ilk alınan veraset ilamında muris …’ın intifa hakkını seçtiği, bu veraset ilamının aksi ispatlanmadan yine davalı tarafça açılan dava sonucunda verilen 2006/535 Esas, 2006/544 Karar sayılı veraset belgesinin geçersiz olduğu, murisin intifa hakkının ölümü ile son bulduğu, muris tarafından davalıya vasiyet edilebilecek her hangi bir hak olmadığı, vasiyetnamenin TMK’nın 557. maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile vasiyetnamenin iptaline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, murisin işlem tarihinde fiil ehliyetinin bulunmadığı, murisin baskı ve zorlama altında vasiyetname düzenlendiği, vasiyetnamenin yasal şekil şartlarını taşımadığı, murisin vasiyet ettiği taşınmazlarda mülkiyet hakkı bulunmadığı iddiasıyla açılan vasiyetnamenin iptali istemine ilişkindir.
TMK. nun 557. maddesinde vasiyetnamenin iptali sebepleri sınırlı olarak sayılmıştır. Bunlar; 1- Ehliyetsizlik, 2- Vasiyetnamenin yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmış olması, 3- Tasarrufun içeriğinin bağlandığı koşullar veya yüklemelerin hukuka veya ahlaka aykırı olması, 4- Tasarrufun kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmış olması halleridir.
TMK’nun 557. maddesinde sayılan sebeplerin bulunması halinde vasiyetnamenin iptali gerekir. Bu sebepler dışında kalan durumlara dayanılarak ölüme bağlı tasarrufun iptali istenilemez.
Ölüme bağlı tasarrufun ifasının mümkün olmaması, vasiyet konusunun vasiyetçiye ait olmaması ise bir iptal sebebi oluşturmaz. Vasiyetnamenin ifa imkansızlığının vasiyetnamenin yerine getirilmesine yönelik olarak açılacak olan davada (TMK.m. 600) değerlenlendirilebilir.
TMK.nun 557.maddesinde vasiyetnamenin iptali sebepleri sınırlı (tahdidi) olarak açıklanmıştır. Mahkemenin murisin intifa hakkının ölümü ile son bulduğu, muris tarafından davalıya vasiyet edilebilecek her hangi bir hak olmadığı şeklindeki iptal sebebi olarak kabul ettiği hal, yukarıda bahsi geçen maddede ifadesini bulan iptal sebeplerinden biri değildir.
Hal böyle olunca mahkemece, davacının dava dilekçesinde iptal sebebi olarak belirttiği, murisin işlem tarihinde fiil ehliyetinin bulunmadığı, murisin baskı ve zorlama altında vasiyetname düzenlendiği, vasiyetnamenin yasal şekil şartlarını taşımadığı hususları araştırılarak sonucu dairesinde hüküm tesisi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.