Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2016/3446 E. 2017/5412 K. 18.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/3446
KARAR NO : 2017/5412
KARAR TARİHİ : 18.04.2017

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davalılar vekili tarafından istenilmekle, daha önceden belirlenen 18.04.2017 duruşma günü için tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Av…. geldi. Aleyhine temyiz olunan davacı vekili Av. … geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00’e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili; taraflar arasında İstanbul 42. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen davada, müvekkili şirketin alacaklı olduğu miktarının 130.953,19 TL, işlemiş faiz alacağının ise 15.606,25 TL olarak tespit edildiğini, ancak kısmi dava açılmış olması nedeniyle 44.381,83 TL alacak ve 10.000 TL işlemiş faizin hüküm altına alındığını ileri sürerek; bakiye 86.571,36 TL alacak ile 5.606,25 TL işlemiş faiz alacağının, asıl alacağa temerrüt tarihi olan 06.06.2008 tarihinden itibaren işleyecek aylık % 10 gecikme faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili; davaya konu alacakların zamanaşımına uğradığını, esas yönünden ise; davacı şirketin alacağının bulunmadığını, aksine müvekkili şirketin alacaklı bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, kısmi dava hakkında verilen kararın sonradan açılan ek davada kesin delil oluşturduğu gerekçesiyle; davanın kabulüne, 86.571,36 TL’nin ilk dava tarihinden itibaren aylık % 10 akdi faiziyle birlikte faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5.606,25 TL bakiye işlemiş faiz alacağının davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle ticari iş niteliğindeki davada TBK’nun 88 ve 120. maddeleri hükümlerinin uygulanamayacak olmasına göre; davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Taraflarca imzalanan 11.05.2007 tarihli sözleşmenin “Ödeme Şekli” başlıklı 5. maddesi;
“5.1) Levent Turizm, sözleşme konusu her bir araç için Ek 1 formunun düzenlenerek imzalandığı tarihteki noter değerinin % 85′ inin % 0,5′ ine karşılık gelen bedeli Soylu Oto’ya ödemekle mükelleftir.
5.2) Tespit edilecek olan bedelin % 25′ i Ek 1 formunun imzalandığı tarihten itibaren 10 günlük süre içinde peşin olarak, geri kalan bakiyesi ise Ek 1 formunun onaylanmasını müteakip 1’er aylık aralıklarla 5 eşit taksitte olmak üzere (…) ödenecektir.
5.3) Ödenmesinde temerrüde düşülen beher taksit bedeli için aylık % 10 gecikme faizi işletilecektir. İki defa üst üste taksidi ödemeyen araç yada araçlar otomatik olarak sözleşme kapsamı dışında kalır, (…) Onarım gören araçla ilgili taksitlerin tümü muaccel hale gelir.” hükmünü içermektedir.
Bu aşamada, borçlunun temerrüdünü düzenleyen TBK’nun 117. (BK’nun 101.) maddesinin incelenmesinde yarar bulunmaktadır.
TBK’nun 117. maddesinin 1. fıkrası hükmü uyarınca, muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. Anılan madde hükmünün 2. fıkrasında ise, borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak, taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlenmişse, borçlu, sadece bu günün geçmesi ile temerrüde düşmüş olur.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; taraflarca imzalanan sözleşmede iş bedelinin birer aylık aralıklarla beş eşit taksitte ödeneceği, süresinde ödenmeyen taksit bedeli için aylık % 10 gecikme faizi işletileceği, üst üste iki taksidin süresinde ödenmemesi halinde ise vadesi gelmemiş diğer taksitlerin muaccel hale geleceği kararlaştırılmıştır.
Taraflar arasında İstanbul 42. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen kısmi davada, süresinde ödenmeyen taksit bedelleri dava konusu yapılmıştır. Temyize konu edilen iş bu ek davada ise; üst üste iki taksidin ödenmemesi nedeniyle, sözleşmenin 5.3 maddesi hükmü uyarınca muaccel hale gelen diğer taksit bedellerinin tahsili talep edilmiştir. Bu durumda, iş bu davanın konusunu oluşturan iş bedelleri için sözleşmede kesin bir vade kararlaştırılmamış olduğundan, faizin temerrüt tarihinden işletilmesi gerekir.
Dosyada, iş bu ek davadan önce, muaccel hale gelen taksitler nedeniyle davacı tarafından davalıya keşide ve tebliğ edilmiş bir ihtara rastlanmadığı gibi, bu yönde bir iddiada da bulunulmamıştır.
Hal böyle olunca, mahkemece; davalının, iş bu ek davanın açılmasıyla temerrüde düşürüldüğü gözetilerek, bakiye iş bedeli alacağının dava tarihinden işleyecek aylık % 10 faizi ile tahsiline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile kısmi (ilk) dava tarihinden işleyecek aylık % 10 faizi ile tahsiline hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı için takdir edilen 1.480 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.