Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2016/241 E. 2016/13956 K. 06.12.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/241
KARAR NO : 2016/13956
KARAR TARİHİ : 06.12.2016

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davalı tarafça istenilmekle, daha önceden belirlenen 06.12.2016 duruşma günü için tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Av. … geldi. Aleyhine temyiz olunan davacı vekili Av. … geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00′ e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; müvekkilinin, 01.07.2007 tarihli protokol ile davalı şirkete ait …plaka sayılı aracı 30.500 TL ödeyerek satın aldığını, ancak davalı şirketin aracı devretmeden müvekkilinden geri aldığını, çekilen ihtara rağmen araç bedelini iade etmeyen davalı şirketin bu amaçla başlatılan icra takibine de haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek; takibe vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; taraflar arasında araç satışına dair bir sözleşme yapılmadığı gibi müvekkili şirketin yetkilisi tarafından böyle bir sözleşmenin imzalanmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davada dayanılan araç satış protokolü fotokopisindeki davalı şirket temsilcisine atfen atılmış olan imzanın, karşılaştırma belgelerindeki imzalara çok yakın olduğunun yaptırılan bilirkişi incelemesiyle belirlenmiş olduğu, HMK’nun 202. maddesi uyarınca bu belgenin yazılı delil başlangıcı sayıldığı, ayrıca davaya konu aracın orjinal anahtarının halen davacı tarafın elinde bulunmasının sebebinin davalı tarafça izah edilemediği, dinlenilen davacı tanıklarının beyanları ile davalının davacıya sattığı aracın devrini vermediği ve daha sonra geri aldığı gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, davalı aleyhine girişilen icra takibine yapılan itirazın 30.672,97 TL alacak yönünden devamına, hükmolunan 30.500 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir.
1- Dava, taraflar arasında araç satışı nedeniyle düzenlendiği ileri sürülen “Protokol” başlıklı belge uyarınca ödenilen satış bedelinin iadesi için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı, protokol başlıklı belge ile davalıya ait aracı bedelini ödeyerek satın aldığını, ancak aracı geri alan davalının satış bedelini iade etmediğini ileri sürmüştür. Davalı ise, kendisi ile davacı arasında araç satışına dair sözleşme bulunmadığını savunarak, akdi ilişkiyi inkar etmiştir.
Davacı, davaya konu protokolün aslını ibraz edememiş, fotokopi ile çoğaltılmış suretini dosyaya sunmuştur. Mahkemece, üzerinde imza incelemesi yaptırılan fotokopi belge, yazılı delil başlangıcı kabul edilmiş ve dinlenilen tanık beyanları esas alınarak dava kabul edilmiştir.
Yargıtay HGK’nun 16.03.2005 günlü ve 2005/13-80 esas ve 2005/149 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, aslı ibraz edilmeyip fotokopisi sunulan ve diğer tarafça kabul edilmeyen fotokopi belge üzerinde imza ve yazı incelemesi yapılamayacağı gibi, yapılmış olsa bile bu rapora itibar edilemez. Yine Yargıtay HGK’nun 21.04.1993 gün, 15-17/1170 sayılı ilâmı uyarınca, altındaki imzası inkâr olunan fotokopi belge yazılı delil başlangıcı kabul edilerek, tanık dahi dinlenemez.
Buna göre, mahkemece, fotokopi belge üzerinde imza incelemesi yaptırılması ve bu belgenin yazılı delil başlangıcı kabul edilmesi, doğru görülmemiştir
2- HMK’nun 200. maddesinin 1. fıkrası uyarınca, miktar ve değeri ikibin beşyüz Türk Lirasını geçen hukuki işlemlerin senetle ispatı zorunludur. Aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca, senetle ispatı gereken hususlarda ispat yükü üzerine düşen taraf, tanık dinletmek isterse, Hakim diğer diğer tarafa senetle ispat zorunluluğu hakkındaki 1. Fıkra hükümleri hatırlattıktan sonra karşı tarafın açık iznini alarak tanık dinleyebilir. Hakimin bu hatırlatmayı yapması, kanunun kendisine getirdği bir yükümlülüktür.
Somut olayda, değer itibariyle davanın senetle ispat edilmesi gerekmektedir. İspat yükü üzerine düşen davacı taraf delil listesinde bildirdiği tanıkların dinlenmesini talep etmiştir. Davalı vekili 27.03.2014 tarihli celsede davacı tarafın tanık dinletmesine muvafakat ettiklerini bildirmiş ise de, HMK’nun 200. maddesinin 2. fıkrası uyarınca mahkeme hakimi tarafından resen davalı tarafa, ispat yükü üzerine düşen davacı tarafın davasını ancak senetle ispat edebileceği, ancak açık izni halinde tanık dinlenebileceği hususu hatırlatılmamıştır. Buna göre, mahkemece; kanunun öngördüğü prosedür uygulanmadığından, dinlenen davacı tanık beyanları hükme esas alınamaz.
Hal böyle olunca, mahkemece; davacı tarafça ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda birinci ve ikinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı için takdir edilen 1.350 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.