Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2016/22769 E. 2018/13093 K. 20.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/22769
KARAR NO : 2018/13093
KARAR TARİHİ : 20.12.2018

MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki …… alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; davalı ile 21/10/2011 tarihinde evlendiklerini, düğünde takılan 20 adet ……, 24 ayar ……, 150 gr 22 ayar …… davalı tarafından alınarak geri verilmediğini beyan ederek …… ……larının iadesini, olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 20.000 TL’nin yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş; cevaba cevap dilekçesinde 4 adet …… komşuları …… Döner’e … olarak verildiğini, geri kalan ……lerin ise davacının abisi …’ya araba alması için verildiğini açıklamıştır.
Davalı; …… ……larının tarafından alınmadığını, davacının evi terk ettikten sonra özel ……ları ile birlikte yanında götürdüğünü belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; dinlenen tanıklardan … düğünde takılan 4 ……, davalının üst komşusuna … verdiğini, kalan 4 …… de eşine verdiğini beyan etmiş olup diğer tanıkların görgüye dayalı bilgileri bulunmadığı, davalı tanığı …’nın ise altınların davacıda olduğunu, kendisinin … olarak almadığını, … verecek komşularının olmadığını, davacının giderken götürdüğünü beyan ettiği, her ne kadar davacı tanıkları … olarak verildiğini beyan etmiş ise de tanık …’nın … almadığına ilişkin yeminli beyanı karşısında davacının, davalı tarafından alınıp iade edilmediğini ispatlayamadığı, kalan ……ler açısından da davacının, dava konusu …… ……sının zorla elinden alındığını, geri verilmediğini ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içince davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, …… alacağı istemine ilişkindir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan, ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimse iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir.
Davacı kadın dava konusu edilen …… ……sından 4 adet …… komşuları …… Döner’e … olarak verildiğini, geri kalan ……lerin ise davacının abisi …’ya araba alması için verildiğini, daha sonra kendisine iade edilmediğini ileri sürmüş, davalı koca ise bu altınları davacının üzerinde götürdüğünü savunmuştur. Hayat deneylerine göre olağan olanın bu çeşit ……nın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Başka bir anlatımla, bunların davalı tarafın zilyetlik ve korunmasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan, …… ……sı rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden ……lardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi, evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak, normal koşullarda …… ……larının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda, …… ……sının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, kadının ispatlaması gerekir.
Davacı iddiasının ispatı için tanık deliline dayanmış ve gösterdiği tanıklar mahkemece dinlenmiştir. Dinlenen davacı tanıklarından …, “…taraflar evliyken 4 tane …… davalı üst komşusu ……’a … olarak verdi, kalan 4 taneyi eşime … olarak verdi, diğer …… ……ları evde duruyordu, ancak kardeşim bunları alamadı çünkü nerede olduğunu bilmiyordu…” şeklinde; …… Akbaş ise “………lerden bir kısmı davalının kardeşi araba alacağı zaman bozduruldu. Kaç tanesinin bozdurulduğunu bilmiyorum, 5 tane kadar da davalının komşusuna … olarak verildi, tahminimce geri alınmadı, kalanının nerede durduğunu bilemiyorum…” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Aksine ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bulunmadıkça asıl olan tanıkların gerçeği söylemiş olmalarıdır. Akrabalık veya diğer bir yakınlık başlı başına tanık beyanını değerden düşürücü bir sebep sayılamaz. Dosyada tanıkların gerçek olmayan olayları gerçekmiş gibi ifade ettiklerini kabule yeterli delil ve olgu yoktur. Aksine davacı tanık beyanları aynı anlatımları içerir ve birbiriyle tutarlı olup, davacının iddiasını da destekler niteliktedir. O halde, tanıkların sözlerine değer vermek gerekir.
Buna göre dinlenen tanıkların beyanları birlikte değerlendirildiğinde, davacı kadının, dava konusu ettiği altınlardan 4 adet …… davalı tarafından komşularına, 4 adet …… ise davalının abisine verildiği ve iade edilmediği yönündeki iddiasını ispat ettiği anlaşılmaktadır.
O halde mahkemece, yukarıdaki ilkeler gözetilerek, davacı tarafça varlığı ve davalı tarafından alınarak iade edilmediği ispatlanan 8 adet …… yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın tümden reddine karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.