Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2016/22601 E. 2018/10474 K. 24.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/22601
KARAR NO : 2018/10474
KARAR TARİHİ : 24.10.2018

MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın … yönünden kısmen kabulüne, diğer davalılar yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı ve davalılardan … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; …İlçesi,… Köyü, … mevkii, 392 nolu bölmede bulunan devlet ormanlarında 29.08.2012 günü orman yangını meydana geldiğini, orman yangını neticesinde 1,5 ha.lık devlet ormanının yandığını, yapılan inceleme sonunda yangının çıkış noktasından enerji nakil hattının geçtiği ve bu hattın tellerinin sarkmış olduğu ve yangının bu noktadan başlamış olduğunun tespit edildiğini, yangın söndürme ekiplerince yangın sahasının beklendiği sırada 30.08.2012 günü saat 07:30 sıralarında rüzgarın çıkması ve enerji nakil hattının tellerinin birbirine çarpması neticesinde aynı noktada yeniden yangın başladığını, yangının başladığı taşınmazın tapu maliki …mirasçılarından davalılar … ve …’ın ifadelerinde 4,5 yıldan bu yana aynı hattan yangın çıktığı ve davalılardan …’ın bu hatları tamir etmediğini belirtmeleri üzerine olayla ilgili olarak davalılardan … hakkında CBS’nda şikayette bulunulduğunu, … ve … yetkililerinin yangın mevsimi öncesi ormandan geçen tüm enerji nakil hatlarını kontrol ederek orman yangınlarına neden olabilecek hatların acilen bakım, onarım ve yenilenmesi hususunda gerekli tedbirleri almakla mükellef olduğunu, ormana sıçramadan önce yangının başladığı ziraat arazilerinin müteveffa … adına kayıtlı olup arazi sahiplerinin kendi taşınmazlarındaki yangının kurumca söndürülmesi sırasında yapılan masraflar ile yangının ormana sıçraması neticesinde oluşan zararlardan gerek kusurları itibariyle gerekse kusursuz sorumluluk esaslarına göre sorumlu olduklarını, meydana gelen bu yangın neticesinde 89.720,48 TL idare zararının meydana geldiğini ileri sürerek 89.720,48 TL’nin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla olay tarihi olan 29.08.2012 tarihinden itibaren işlemiş ve işleyecek yasal faizi ile birlikte asıl davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep dava etmiş, birleşen davada da 89.720,48 TL idare zararının elektrik arıza bakım ve onarım işini alan … Elektrik İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti ile bu şirketin arıza servisine bakan yetkili mühendisi olan …‘dan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep dava etmiştir.Davalılar …, …, … Elektrik İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti, … ve bir kısım … mirasçıları ayrı ayrı dilekçe ve beyanlarında; davaya konu yangın olayı ile ilgili herhangi bir kusurları ve sorumluluklarının olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.Mahkemece; davanın, davalı … yönünden kısmen kabulüne, diğer davalılar yönünden reddine, 89.421,61 TL tazminatın olay tarihi olan 29.08.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’tan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalılardan … tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı ve davalı …’ın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Dosya içeriğinden, davalı … ile davalı … Elektrik İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. arasında …-… (…) Elektrik Dağıtım Şebekelerinin Arıza, Onarım ve Bakım İşleri Özel Şartnamesi”nin düzenlendiği ve bu sözleşmenin 1.maddesinde; görev bölgesi içindeki İdare sorumluluğundaki …, …(…) Elektrik Dağıtım Tesislerini arıza, periyodik bakım, onarım, montajı, demontajı…vb sayılan işlerin yüklenici Kılıçbey Elektrik İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti’ye ait olacağı, 5.1. maddesinde; yüklenicinin, sözleşme konusu işlerin yapılması esnasında ve yapılmasına müteakip yaptığı işlerle ilgili İdarenin, kendi ve üçüncü şahıslara verilebilecek her türlü can ve mal ziyanından sorumlu olacağı kararlaştırılmıştır.Sözleşmedeki bu madde hükümleri gereğince; davalı …’a ait AG ve OG Elektrik Dağıtım Şebekelerinin arıza, bakım, onarım işlerinin yükleniciye ait olduğu, bu işlerin yapımı sırasında 3. şahıslara verilebilecek zararlardan yüklenicinin de sorumlu olacağı anlaşılmaktadır.Ne var ki somut olayda; yangının çıkış nedeni ile ilgili görüşüne başvurulan bilirkişi raporu ile; davaya konu yangının … no.lu trafonun A-2 ve A-4 no.lu ağaç direklerinde bulunan enerji nakil hattı tellerinin yüksek rüzgar esmesi nedeni ile birbirine çarpması sonucu başladığı tespit edilmiş olmakla birlikte, tarafların iş bu yangının başlaması konusundaki kusur durumlarının tespiti bakımından rapor yetersiz olup, hüküm kurmaya elverişli değildir. Bahsi geçen bilirkişi raporu incelendiğinde; davaya konu yangın nedeni ile ilgili yalnızca davalılardan …’ın sorumluluğu üzerinde durulmuş, diğer davalılar hakkında herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmamıştır.O halde mahkemece; davaya konu yangının başlamasında davalılardan yüklenici olan … Elektrik İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti., iş bu şirketin yetkilisi olan …, yangının başladığı arazi malikinin mirasçılarının da herhangi bir kusurlarının ya da ihmallerinin olup olmadığı, varsa ne oranda olduğu hususunda önceki bilirkişi dışında oluşturulacak konusunda uzman 3 kişilik bilirkişi heyetinden denetime elverişli yeni bir bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporunun hükme esas alınarak karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.Kabule göre de; mahkemece, gerekçeli kararda, … 2. Asliye Ceza Mahkemesinde sanıkların beraatine karar verildiğinden bahsedilerek iş bu dosyada alınan bilirkişi raporları da tartışılmış ise de; ceza mahkemesinin “delil yetersizliğine dayanan beraat kararının” hukuk hakimini bağlamayacağı gibi karar tarihi itibariyle anılan ceza mahkemesi kararının da henüz kesinleşmemiş olması nedeniyle hükme esas alınması yasal olarak mümkün olmadığından mahkemenin bu yöndeki gerekçesinin eleştirilmesiyle yetinilmiştir. Bahsi geçen ceza mahkemesi kararları henüz kesinleşmediğinden hükme esas alınamayacağının da göz önünde bulundurulmaması doğru görülmemiştir.SONUÇ; Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı ve davalı …’ın sair temyiz itirazlarının reddine; ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı ve davalı … yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.10.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.