Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2016/21794 E. 2018/10465 K. 23.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/21794
KARAR NO : 2018/10465
KARAR TARİHİ : 23.10.2018

MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulün yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, … İlçe Gıda Tarım ve Hayvacılık Müdürlüğünde müdür vekili olarak görev yapmakta olduğunu, 2014 yılı Ocak ayında davalının büyükbaş hayvancılık işletmesinde sığır tüberkülozu hastalığı çıkması nedeniyle işletmenin karantinaya alınarak hastalık ve karantina nedeniyle ölen veya kesime sevkedilen hayvanlar için ilgili mevzuat çerçevesinde davalıya 95.405,29 TL hayvan hastalığı tazminatı ödendiğini; bakanlıkça yapılan incelemede davalıya fazladan ödendiği tespit edilen 10.660,03 TL’nin davalı tarafından idareye iade edilmemesi üzerine söz konusu miktarın tazminat komisyonunda görevli olduğu için kendisinden tahsil edildiğini; faiziyle birlikte haksız yere ödemek zorunda kaldığı 11.740,34 TL’nin tahsili için başlattığı icra takibine davalının haksız ve kötüniyetle itiraz ederek takibi durdurduğunu ileri sürerek; itirazın iptali ile dava değeri üzerinden asgari %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, … İcra Dairesinin 2015/67 sayılı dosyasındaki takibe vaki itirazın 3.762,29 TL yönüyle iptaline, takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacağın likit olmaması nedeniyle icra-inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, tarafların sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-)Dava, davacının haksız yere ödemek zorunda kaldığını iddia ettiği miktarın tahsili amacıyla başlattığı icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir.HMK’nun 266. maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir.HMK’nun 281. maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.
Bilirkişiler, raporlarını hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu aynı zamanda Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak, bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir.Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasındaki çelişki varsa hâkim çelişkiyi gidermeden karar veremez.Somut olayda; davalıya ödenen tazminata ilişkin olarak şikayet üzerine idare tarafından yapılan tahkikat kapsamında alınan iki veteriner bilirkişiden oluşan kurul raporunda davalıya 10.660,00 TL fazladan ödeme yapıldığı tespit edilmiş iken, yargılama sırasında mahkemece alınan iki veteriner ve bir mali müşavirden oluşan bilirkişi kurulu raporunda ise davalıya fazladan ödenen miktarın 3.409,41 TL olduğu tespit edilmiştir. Mahkemece, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulmuş ise de; hükme esas alınan bu raporda idari tahkikat sırasında alınan bilirkişi raporuna yönelik herhangi bir değerlendirme yapılmayıp, taraflarca aşamalarda ileri sürülen itirazlar da karşılanmamıştır. Bu durumda, mahkemece; dosya kapsamında yer alan bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeksizin hüküm oluşturulmuştur.
Hal böyle olunca mahkemece; öncekilerden farklı, alanında uzman 3 kişilik bilirkişi heyetinden dosya kapsamındaki mevcut raporlar arasındaki çelişkiyi giderici nitelikte ve tarafların aşamalardaki itirazlarını da karşılar mahiyette, somut verilere dayalı, gerekçeli, Yargıtay ve taraf denetimine elverişli rapor alınması suretiyle hasıl olacak sonuç dairesinde hüküm tesisi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince taraflar yararına BOZULMASINA, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 23.10.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.