Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2016/21586 E. 2018/11594 K. 15.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/21586
KARAR NO : 2018/11594
KARAR TARİHİ : 15.11.2018

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki maddi tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı … Toplu Konutları Site Yönetimi vekilince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; 28/06/2014 tarihinde … Toki Sitelerinde şiddetli rüzgar nedeniyle bazı sitelerin çatılarının uçtuğunu ve otoparkta park halinde bulunan aracının üzerine düştüğünü, olayın neticesinde aracında ciddi maddi hasarın meydana geldiğini, hasarın bilirkişi raporuyla da kayıt altına alındığını beyan ederek söz konusu hasar masraflarının davalı …’den alınarak tarafına ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Site Yönetimi; husumetin T.C. Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’na yöneltildiğini, bu nedenle davalı sıfatının bulunmadığını, ayrıca şiddetli rüzgar nedeniyle çatıların uçtuğuna ilişkin aksaklığın site yönetiminin kusuruna dayandığına dair bir durumdan bahsedilmediğini, TOKİ konutlarının yakın zamanda inşa edildiğini, bu tür bir eksiklik veya aksaklığın da müteahhit firmanın sorumluluğunda olduğunu, çatıların dayanıklığını denetleyecek kurumun site yönetimi olmadığını belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; bina ve yapı eser malikinin kusursuz sorumluluğu ilkesi nazara alınarak delil tespiti dosyasında alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulü ile: 5.456,00TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Davacı, dava dilekçesinde davalı olarak “… Toki”yi göstermiş, dava dilekçesinin kendisine tebliği üzerine … Toki Site Yönetimi davaya cevap vererek husumetin kendisine düşmeyeceğini, ayrıca kendisinin de davalı olarak gösterilmediğini ileri sürmüştür. Mahkemece gerekçeli karar başlığında … gösterilerek hüküm kurulmuştur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 31. maddesinde, hakimin davayı aydınlatma ödevi düzenlenmiş olup, madde uyarınca, hakimin uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabileceği, soru sorabileceği ve delil gösterilmesini isteyebileceği düzenlenmiştir. Bu durumda mahkemece; önce davacı tarafa, davada kimi davalı olarak gösterdiği açıklattırılmalı, olay tarihinde site yönetiminin kurulup kurulmadığı ve Toplu Konut İdaresinin yönetimi devredip devretmediği, kat mülkiyetinin kurulup kurulmadığı da araştırılmalıdır.
2-04.06.1958 gün 15/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında da vurgulandığı gibi; bir davada dayanılan maddi vakıaları açıklamak tarafların, bu olguları hukuken nitelendirmek, uygulanacak yasa maddelerini arayıp bulmak ve doğru olarak yorumlayıp uygulamak da hâkimin görevidir. Diğer bir deyişle; bir davada maddi olayı anlatmak taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak hakime aittir. (HMK. madde 33). Anılan yasal düzenlemeye göre davayı aydınlatma görevinin mahkeme hâkimine ait olmasına göre uyuşmazlığın çözümüne ilişkin hukuki nitelendirme yapılmalıdır.
Mahkemece, uyuşmazlığın Borçlar Kanunun 69. maddesine dayalı bina ve yapı eser malikinin kusursuz sorumluluğu nedenine dayalı olduğu belirtilerek, davanın esası hakkında karar verilmiştir.
Kat Mülkiyeti Kanunu 19/son maddesi uyarınca bağımsız bölüm maliklerinin kusurları ile diğer bağımsız bölümlere verdikleri zarardan dolayı sorumlu oldukları düzenlenmiştir. Öte yandan Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 35/6. maddesinde “Ana gayrimenkulün gayesine uygun olarak kullanılması, korunması, bakım ve onarımı için gereken tedbirlerin alınması.” yöneticinin görevleri arasında sayılmıştır. Yine aynı yasanın Ek-1 maddesi uyarınca da Kat Mülkiyeti Kanunu’nun uygulanmasından kaynaklanan her türlü uyuşmazlığın Sulh Hukuk Mahkemesinde görüleceği kararlaştırılmıştır.
Mahkemece, yukarıda eksikliği belirtilen hususlarda araştırma yapıldıktan sonra uyuşmazlıktaki temel ilişkinin belirlenmesi ve davaya bakmaya Sulh Hukuk Mahkemesinin mi Asliye Hukuk Mahkemesinin mi görevli olduğu açık bir şekilde tespit edildikten sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
3-)Bozma nedenlerine göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci ve ikinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, üçüncü bendde açıklanan nedenle davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 15.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.