Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2016/21178 E. 2018/10468 K. 23.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/21178
KARAR NO : 2018/10468
KARAR TARİHİ : 23.10.2018

MAHKEMESİ:TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, aralarında akdedilen taahhütnameler uyarınca davalı şirkete GSM hattı ve birtakım cihazlar verildiğini, davalının taahhüdünü ihlal etmesi nedeniyle düzenlenen 55.000,00 TL’lik fatura borcunu ödemediğini, alacağın tahsili için yapılan icra takibine de haksız yere itiraz ettiğini ileri sürerek; itirazın iptali ile takibin devamına, %20 ‘den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, taahhütnamenin sona erdirilerek taahhüt nedeniyle düzenlenen faturanın ödendiğini, fatura taahhüt farkına istinaden düzenlenen fatura bedelinin de ödendiğini, taahhüt nedeniyle hediye verilen cihazların tümünün iade edildiğini, dava konusu faturanın bağlılık iptal ceza bedeli olarak düzenlendiğini ve bu nedenle mükerrer olduğunu; kaldı ki, abonelik sona erdirildiği için ceza bedeli uygulamasının hukuku aykırı olup değişik adlarla abonelere yansıtılan ücretlerin, abonelere sağlanan avantajların, sözleşmenin feshedildiği tarihe kadar tahsil edilmeyen indirimlerin toplamıyla sınırlı olduğunu, istenen miktarın fahiş, mükerrer ve mesnetsiz olduğunu belirterek; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; yerinde görülmeyen davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, abonelik sözleşmesinden kaynaklanan fatura alacağının tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
…nun 266. maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir….nun 281. maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.
Bilirkişiler, raporlarını hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu aynı zamanda Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak, bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir.Hükme esas alınan bilirkişi heyet raporunda özetle; “dava konusu fatura borcunun dayanağı olan taahhütnamenin imzalandığı tarihte yürürlükte olan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulunun 13.04.2010 tarihli ve 2010/DK-10/23 numaralı kararı doğrultusunda yapılan değerlendirme neticesinde; davacının davalının yararlandığını ispatladığı cihaz indirim bedeli kadar bir alacağı talep edebileceği, ancak bunun için davacının cihazın teslim anında bedellerini ve davalının yararlandığı indirim miktarlarını ispat etmesi gerekmekle birlikte bu aşamada bu bedelin ispat edilememiş olduğunun” belirtildiği görülmüştür.Hal böyle olunca, mahkemece; öncelikle bilirkişi raporunda belirtilen hususlara ilişkin olarak davacının dosyaya sunacağı bilgi/belge var ise bunların dosya arasına temini sağlanarak ve dosyaya sunulan bilgi/belge doğrultusunda davacının talep edebileceği miktarın kuşkuya yer vermeyecek şekilde hesaplanması hususunda bilirkişi heyetinden ek rapor alınarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik bilirkişi raporu benimsenerek hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.10.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.