Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2016/16284 E. 2017/6177 K. 27.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/16284
KARAR NO : 2017/6177
KARAR TARİHİ : 27.04.2017

MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; aylık 250,00 TL nafaka ödediği davalının sigortalı olarak çalıştığını öğrendiğini ileri sürerek, davalının sigortalı çalıştığı dönemde almış olduğu nafakanın tarafına iade edilmesini ve nafakanın iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı, vasıfsız bir eleman olduğundan bulduğu işlerin asgari ücretli işler olduğunu ve çok sık iş değiştirmek zorunda kaldığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davalının dava açıldığı tarihten önce çalıştığı anlaşıldığından yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren iptali ile bu tarihten itibaren ödemiş olduğu nafakanın davacıya iadesine karar verilmiş, karar süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
TMK.nun 175.maddesine göre, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek tarafın kusuru daha ağır olmamak koşuluyla, geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında nafaka isteyebilir. Aynı Kanunun 176/4.maddesine göre ise, yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkemece nafaka kaldırılabileceği gibi, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına da karar verilebilir.
Yargıtay HGK.nun 7.10.1998 tarih ve 2-656-688 sayılı kararında da kabul edildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir. HGK.nun yerleşik kararlarında “asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması,” yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmemiştir. (HGK. 7.10.1998 gün 1998/2-656 E.,1998/688 K. 26.12.2001 gün 2001/2-1158-1185 sayılı ve 1.5.2002 gün 2002/2-397-339 sayılı kararları).
Somut olayda; davalı kadının satış elemanı olarak çalıştığı ve maaşının 1,350,16 TL olduğu anlaşılmaktadır. Davalının aldığı 250 TL nafaka ile geçinmesi günümüz ekonomik koşullarında mümkün değildir. Aldığı nafaka ile gelirinin toplamı ise, davalıyı yoksulluktan kurtaracak düzeyde değildir. Finike Asliye Hukuk Mahkemesinin 07.10.2013 tarih ve 2011/97 Esas, 2013/249 Karar sayılı boşanma ilamında da davalı kadının sürekli ve düzenli

gelir getiren bir işte çalışmayıp asgari ücretli olarak geçici nitelikte bir işinin olması gerekçesi ile yoksulluk nafakası miktarının düşük tutulduğu belirtilmiştir. Zira yoksulluk durumu, günün ekonomik koşulları ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve yaşam tarzları değerlendirilerek takdir edilmelidir. Yoksulluk nafakası ahlaki ve sosyal düşüncelere dayanır.
Buna göre; mahkemece, asgari ücret sınırındaki gelirinin davalıyı yoksulluktan kurtaracak düzeyde olmadığı ve dava tarihindeki şartlara göre davalının yoksulluğunun ortadan kalkmadığı göz önünde bulundurularak, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu, kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 27.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.