Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2016/16251 E. 2017/5669 K. 19.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/16251
KARAR NO : 2017/5669
KARAR TARİHİ : 19.04.2017

MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen yoksulluk ve iştirak nafakasının artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili; davacı ile davalının Kocaeli 1. Aile Hukuk Mahkemesi’nin 2008/917 E-2010/782 K sayılı kararı ile boşandıklarını, davacı için 300 TL yoksulluk ile müşterek çocuk Batuhan için 400,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini ancak aradan geçen sürede ödenen nafakaların yetersiz geldiğini ileri sürerek iştirak nafakasının 800 TL’sına, yoksulluk nafakasının 700 TL ‘sına çıkarılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili; müvekkilinin hükmolunan nafakayı ödemekle kalmayıp davacı ve müşterek çocuğun lüks masrafları da dahil olmak üzere karşıladığını, davalının 3 ay öncesine kadar uzunca bir süre sigortalı olarak çalıştığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile yoksulluk nafakasının 600 TL’sına, iştirak nafakasının 700 TL’sına yükseltilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, müşterek çocuk yönünden takdir edilen nafakaya ilişkin davalının sair temyiz itirazları yerinde bulunmadığından reddi gerekir.
2- Yoksulluk nafakası yönünden temyiz itirazlarına gelince;
TMK’nun 175.maddesine göre; ”Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.”
TMK’nun 176/4. maddesine göre de; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.
Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen Dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır.
Somut olayda; davacının ev hanımı olup 240 TL babasından kalma maaşı bulunuğu, davalının ise Brisa isimli şirkette çalıştığı ve 3.500 TL ücret aldığı , boşanma davasından sonra tarafların sosyal ve ekonomik durumlarında, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı anlaşılmaktadır.
O halde, mahkemece yapılacak iş; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve özellikle ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranı nazara alınmak suretiyle, TMK’nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bir miktara hükmetmekten ibarettir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bendde açıklanan nedenle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bendde açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 19.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.